En çok karıştırılan deyimler ve anlamları

En çok karıştırılan deyimler ve anlamları

"Etekleri zil çalmak" ne demek

Etekleri zil çalmak: Çok sevinmek, işler yolunda olmak anlamındadır..

Örnek: "Yazılı sınavı umduğundan iyi geçen Mehmet'in etekleri zil çalıyordu."

"Aptala mâlum olurmuş" değil, Abdala mâlum olurmuş

Aslında hakaret etmek için değil, özvgü için söylenen bir sözdür.

Abdal: gezgin ve bilge dervişlere verilen isimdir.

"Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz" değil, Ane gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz

Ane: Bağdat yolu üzerinde bir uçurum

Yar: uçurum

"Azimle sıçan, mermeri deler" değil, Azimli sıçan mermeri deler

Azim, tüm zorlukların ilacıdır. Öyle ki azimli bir sıçan, mermeri bile kemirerek hayatını kurtarabilir.

"Geçtiğimiz hafta" değil, geçen hafta

"Geçtiğimiz hafta" ifadesi mantıksal olarak yanlıştır. Çünkü, iz zamanı geçemeyiz, zaman bizi geçer.

"Göz var, nizam var" değil, göz var izan var

İzan: Anlayış, anlama yeteneği

Nizam: Düzen, kural

"Güzele bakmak sevaptır" değil, güzel bakmak sevaptır

Belki erkeklerin işine gelmeyecek; ama işin aslı olaylara ve kişilere karşı güzel ahlâkla bakmak sevaptır.

"Hatasıyla sevabıyla" değil, hatasıyla savabıyla

Savab: doğruluk, dürüstlük

"Haydan gelen, huya gider" değil, Hayy'dan gelen Hu'ya gider

Hayy, Hu: Allah'ın isimleridir.

Allah'tan gelen Allah'a döner anlamında kullanılır.

"Kısa kes, Aydın havası olsun" değil, kısa kes Aydın abası olsun

Genellikle şarkı ve türküler için söylense de, burada hkastedilen "aba" Aydın yöresi efelerinin giydiği kısa kıyafetidir.

"İnce eleyip sık dokumak" değil, ince eğirip sık dokumak

Eğirmek: Yün, pamuk gibi şeyleri iğ ile büküp iplik durumuna getirmek

"Kelli felli" değil, kerli ferli

Ker: kuvvet

Fer: iktidar, şevket

Dil erozyonuyla, hem biçim hem de anlam zamanla değişmiştir.

"Elinin körü" değil, ölünün goru

Eski türkçe'de "gor" (kor, kur) kelimesi mezar anlamında kullanılmıştır. Bu tamlama ile kastedilen ölünün mezarıdır.

"Saatler olsun" değil, sıhhatler olsun

Sıhhat: sağlık, esenlik

Yıkananlara veya tıraş olanlara söylenen bir nezaket sözü

"Su uyur, düşman uyumaz" değil, sü uyur düşman uyumaz

Eski Türkçe'de "sü" kelimesi "ordu" veya "asker" anlamına gelmektedir. Askerin düşmana karşı dikkatli olması için söylenmiştir.

"Su küçüğün, söz büyüğün" değil, sus küçüğün söz büyüğün

Bir divanda önemli bir konu hakkında konuşuluyorsa, susma hakkı küçüğün, konuşma hakkı büyüğündür.


11 yıl 11 ay önce eklendi

İffetli Olun Ki İffet Bulasınız! Nasrettin Hoca'nın En Kısa Fıkraları Altı arkadaşın derenin karşısına geçmeye çalıştığı zeka sorusu Horoz ve Tilki Hikayesi Woodoo (Voodoo) Büyüleri Apocalypse II. Dünya Savaşı Belgeseli, Bölüm 4: Dönüm Noktası Osmanlı Devleti'nde erkekler bayanlara nasıl çıkma teklif ederdi? En çok karıştırılan deyimler ve anlamları Komik Baykuş Resimleri, Funny Owl Pictures Zeki Müren ve Türk Sanat Müziği Akasya Durağı Oyuncuları Şen Yuva Oyuncuları DJ BoBo ve Eski Dans Müzikleri En çok sevilen ve en çok aranan Melodika Notaları SORU: Düzlemde atlayarak gezinme Devlet Bahçeli, Püskevit: Reklamın İyisi Kötüsü Olmaz =) İdeal kadın nasıl olur, ideal kadının tarifi Çocuk eğitimi ve emeklilik İkramiyesi Bulgaristan Hatıraları ve Videolarım
1
2
3
4
5
6