Mehmetçik'e yerli makineli tüfek
Cumhuriyet tarihinde ilk defa yüzde yüz yerli tasarım ve teknoloji ile geliştirilen piyade tüfeği, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin testini geçti. NATO standardı 6 bin seri atış iken yerli tüfekte 15 bin atışa ulaşıldı. Temmuz ayında 200 adetlik ilk kafile ile üretime başlayacak piyade tüfeğini geliştiren MKE ve Kale Kalıp, şimdi de G-3'lerin yerini alacak makineli tüfek üretimi için anlaştı.
875 bin kişilik asker sayısıyla dünyanın sayılı ordularından olsa da Türk Silahlı Kuvvetleri, henüz yerli bir tüfeğe sahip değil. Ancak bu çok uzak da değil. Mehmetçik, 2012 yılı Temmuz ayında Cumhuriyet tarihinde ilk defa üretilecek yerli piyade tüfeğine kavuşacak. Savunma Sanayii Müsteşarlığı desteğiyle, MKE (Makina ve Kimya Endüstrisi) ile Kale Grubu şirketlerinden Kale Kalıp'ın geliştirdiği yerli milli piyade tüfeğinin 50 adetlik prototipi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın 36 ayrı testini de başarıyla geçti.
En son yapılan üst üste 6 bin atışlık NATO standardını aşan tüfek, bu testte 15 bin atışa ulaştı. Buza gömülü olarak da atış yapıldı. 2012 yılı Temmuz ayında 200 adetlik pilot kafile üretiminden sonra Cumhuriyet tarihinin ilk yerli piyade tüfeği seri üretime geçecek. Dünyadaki muadillerinin en iyi özelliklerini bünyesinde toplayan piyade tüfeği, onlardan daha savaşçı niteliğe sahip. Gece ve gündüz ortamında ve her türlü iklim şartında çalışabilen tüfek, kolay sökülüp takılabilme ve optik görüş sistemlerine de sahip. Makineli tüfeğin etkili menzili ise bin metreden fazla ve dakikada en az 750 mermi atıyor. Yerli makineli tüfek, ağırlığının az olması, daha uzun namlu ve atım ömrü, silahın sökülme ve takılma kolaylığı ve etkili menzilinin daha uzun olmasıyla dünyadaki muadillerinden üstün olacak.
Yerli piyade tüfeğinin seri üretime hazır noktaya yaklaşmasından sonra MKE ve Kale Kalıp şirketleri, yine Savunma Sanayii Müsteşarlığı öncülüğü ve desteğiyle yerli makineli tüfek geliştirmek için anlaşma imzaladı. Yerli makineli tüfek üretimini öngören anlaşmaya Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, Kale Grubu Teknik Bölüm Başkanı Osman Okyay ve MKE Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ünal Önsipahioğlu imza attı. Makineli tüfekte, piyade tüfeğiyle yüzde 40 oranında aynı parçalar kullanılacak. Makineli tüfek üretimi imza töreninde konuşan Kale Grubu Şirketleri Onursal Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Bodur, bu anlaşmaya çok önem verdiği için, doktorları dinlemeyip hasta yatağından kalkıp geldiğini söyledi. Bodur, "Ben milli bir sanayiciyim. Taşıma suyla değirmen dönmez Kendi silahımızı yapabilmeliyiz." diye konuştu.
MKE Genel Müdürü Ünal Önsipahioğlu ise milli piyade tüfeği üretim anlaşması için, "Savuma sanayiinde kırılma noktası. Her askerin bir tüfeği vardır." dedi. Önsihapioğlu'nun konuşmasında verdiği bilgiye göre piyade tüfeği 32 milyon lira gibi mütevazı bir bütçeyle hayata geçti. Bunun 19 milyon lirasını MKE, 13 milyon lirasını Kale Kalıp şirketi sağladı. Yerli makineli tüfek de 18 milyon liralık bir Ar-Ge bütçesiyle 3 yılda geliştirilecek. Bu paranın 12 milyon lirasını MKE, 6 milyon lirasını Kale Kalıp harcayacak. Her iki projede de MKE ana yüklenici ve Kale Kalıp alt yüklenici durumunda.
MKE olarak özel sektörün üretimini yapabildiği alanlardan çekildiklerini belirten Önsipahioğlu, "Bugün 112 Ar-Ge projesini 1.050 adet KOBİ düzeyinde dahil şirketlerle birlikte geliştiriyoruz. Bunların toplam maliyeti 320 milyon lira." dedi. 10 fabrikasında ise 5 bin 800 çalışanı bulunan MKE, 61 ülkeye ihracat yapıyor. Önsipahioğlu, Ar-Ge projelerinin daha çok akıllı mühimmatlar üzerinde olduğunu, geliştirdikleri piyade tüfeği için de dünyanın birçok ülkesinden şimdiden alıcılar çıktığını ifade etti. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Önsipahioğlu, yerli tüfek projesinin bir silah ailesinin ilk üyesi olduğunu anlattı. Önsipahioğlu, "Piyade tüfeğini şimdi makineli tüfek takip ediyor. Bundan sonra Özel Harekât'ın kullanacağı kısa tüfekler ile sniper türü keskin nişancı silahı gelecek. Bunu, tabancası izleyecek." dedi.
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar da, sadece yerli olsun diye bir tüfek geliştirmediklerini, bilimsel verilerle de yerli tüfeğin muadillerinden üstün özelliklere sahip olduğunu kaydetti. Bayar, "Bugüne kadar yerli katkı önemliydi. Şimdi ise yeni bir aşamaya geçtik ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hangi yeteneğini geliştirebiliriz, buna bakıyoruz." dedi.
Kale Grubu Teknik Bölüm Başkanı Osman Okyay, dünya ordularında kullanılacak tüfek üretmenin basit bir iş olmadığını ve bunun balistik hesaplarını yapabilen dünyada çok az ülke bulunduğunu kaydetti. İmza töreni sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Okyay, yerli piyade tüfeği ve yerli makineli tüfeğin bir Ar-Ge çalışması olduğunu, piyade tüfeği projesinin başarıya ulaştığını ifade etti. Piyade tüfeğinin seri üretiminde de görev almaya hazır olduklarını, ancak henüz böyle üretim için bir görevlendirme olmadığını ifade eden Okyay, üretim bölümlerini buna uygun hale getirdiklerini vurguladı. Savunma sanayii ürünlerinin Kale Grubu içindeki payının yüzde 20 olduğunu belirten Okyay, bunun önümüzdeki yıllarda yüzde 50'ye yükseleceğini kaydetti. İzmir ve İstanbul'da F-35 uçaklarına parça üretmeye devam ettiklerini ve bir sıkıntı olmadığını vurgulayan Okyay, "Bu üretimde gerekli standardı sağladığımız için bize üretim verildi. Ekonomik krizden dolayı bir ülke projeden çıksa da bir başkası dahil oluyor. En son Japonya 30 uçakla projeye girdi." dedi. Türk ordusu için geliştirdikleri insansız hava aracı Çaldıran'ın üretimi için bu ay içinde anlaşma imzaladıklarını belirten Osman Okyay, bu aracın 10 saat havada kalıp, 18 bin feet yüksekliğe çıkabileceğini kaydetti. Okyay, "Teslim süresi 24 ay ama biz Çaldıran'ı daha erken teslim edebiliriz." dedi.