Nasrettin Hoca'nın En Kısa Fıkraları
Nasrettin Hoca günümüzde fıkralarıyla tanınan bir ortaçağ düşünürü ve din adamıdır. Nasrettin Hoca'nın Sivrihisar'da 1400'lü yıllarda dünyaya geldiği düşünülmektedir. Doğum tarihi için kesin bilgiler elde değildir. Döneminin gezgini Evliya Çelebi, Nasrettin Hoca hakkında dönemin en büyük bilgini ve din adamı olduğunu söyler. Nasrettin Hoca hayatını Akşehir'de kadı olarak geçirmiş ve hazır cevaplılığı ile ün kazanmıştır. Nasrettin Hoca fıkra türünün ilk temsilcilerindendir. Nasrettin Hoca güldürürken düşündüren sözleri ile insanlara doğru yolu gösterir ve iyiliği aşılamaya çalışır.
Nasrettin Hoca Fıkraları
Acemi Bülbül
Nasrettin Hoca bir gün komşusunun bahçesine girer. Bahçedeki armutları görünce dayanamaz. Bir tane yer, dayanamaz bir daha, bir daha derken armut ağacına çıkıverir. Başlar yemeye. Tam bu sırada bahçenin sahibi çıkagelir.
Hoca şaşkınlıkla başlar bülbül gibi ötmeye.
Bahçenin sahibi şaşkın şaşkın Hocanın olduğu ağacın yanına varıp,
- Ne yapıyorsun burada diye bağırır.
Hoca sakince cevap verir.
- Ben bülbülüm, yuvam da burada, der.
Tekrar cırlak sesiyle ötmeye başlar.
Bahçe sahibi öfkeyle
- Bülbül böylemi öter be adam diye bağırınca,
Hoca
- Ben acemi bülbülüm. Ancak bu kadar ötüyorum, der.
Ateş Düştüğü Zaman
Nasreddin Hoca'nın evine tüccar arkadaşı misafir olmuş. Hoca ona mantı pişirip getirmiş. Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış. Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş:
- Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız.
Hoca hemen:
- Boğazına ateş düştüğü zaman, demiş.
Ben uyuyorum
Bir gün Nasreddin Hoca şehre gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış. Gece yarısı arkadaşı sormuş:
- Hocam, uyudunuz mu?
- Buyurun birşey mi var?
- Biraz borç para isteyecektim.
Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp:
- Ben uyuyorum! demiş.
Bizde kibir yok
Nasreddin Hoca'ya yapilan şakalar tükenip bitmezdi. Akşehir'liler bir gun Hoca'ya takilir ve sorarlar.
- Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir, aslı var mıdır?
Hoca'nın boyle bir iddiasi elbette yoktur, ama bir kere soruldu ya cevaplar;
- Her halde öyle olmalı.
- Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin goster bir mucize gorelim!
Hoca;
- Pekala simdi size bir numara yapalim der, karşısında durmakta olan çınar ağacına;
- Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!...
Tabii ne gelen ağac var ne giden. Hoca yürümeye başlar ağacın yanına varır. Akşehir'liler;
- Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin! diye gülünce,
Hoca;
- Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abDal yürür der.
Dünyanın Merkezi Neresi
Bir gün köyün gençleri Hocayı sınavdan geçirmeye karar vermişler. Köyün alanında toplanıp Hoca'nın yolunu beklemişler. Biraz sonra Hoca çıkmış karşılarına. İçlerinden bilgi bakımından kendine güvenen biri:
- Hocam sana bir soru soracağım. Bakalım bilecek misin?
Hoca da sor bakalım demiş.
Delikanlı sormuş;
- Dünya'nın merkezi neresidir?
Hoca anında yanıtlamış;
- Ayağımın bastığı yerin altındadır. Çocuklar ne diyeceklerini bilemeden dağılmışlar.
Cimri ve Nasrettin Hoca
Cimri ve de boş boğazın biri Hocaya:
Ya Nasrettin Hoca demiş demek parayı çok seviyorsun. Acaba neden?
- Hoca cevabını yapıştırmış. Senin gibilere muhtaç olmamak için...
Hırsız
Nasrettin hoca bir gün namaz kılarken evine hırsız girmiş;
Tam hocanın cüzdanını çalacakken, Nasrettin Hoca:
Gul hüveallahü felak, arkamdaki salak, hemen cüzdanımı bırak, otur da namaz kılak :))
9 akçe mi 10 akçe mi
Bir gün Nasreddin Hoca rüyasında bir adamla konuşuyormuş, adam 9 akçe diyormuş. Nasreddin Hoca da 10 akçe diyormuş.
Nasreddin hoca rüyadan uyanmış ellerinde hiç akçe yok.
Geri uykuya dalmış ve adama demiş tamam 9 akçe olsun.
Şakadan hoşlanmam!
Nasrettin Hoca pazarda dalgın yürüyormuş. Etrafındaki esnafları seyrediyormuş. Bu sırada ensesine bir tokat geliyor. Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş.
Bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş önce, sonra:
- Bana sen mi vurdun? demiş adama.
Adam:
- Ben vurdum lan ne olacak demiş.
Hoca:
- Şakadan mı vurdun, ciddiden mi? demiş
Adam:
- Ciddi vurdum napacan?!
Hoca:
- Aman aman, öyle olsun, Çünkü şakadan hiç hoşlanmam da!!!
Söyle Bari!
Hoca ormana gitmiş.
Oturmuş bir dalın üstüne, başlamış kesmeye.
Aşağıdan geçen bir yolcu Hoca'ya seslenmiş :
- Be adam! İnsan oturduğu dalı keser mi ?
Şimdi düşeceksin.
Hoca adama aldırmamış; işine devam etmiş.
Az sonra dal kırılmış. Hoca, cumburlop düşmüş.
Düştüğü yerden perişan seslenmiş:
- Düşeceğimi bildin ne zaman öleceğimi de söyle bari.
Tespih
Nasreddin Hoca evde tespihini kaybetmiş. Bakmış ki ev zifiri karanlık, tespihini sokakta aramaya başlamış. Hoca'nın yerde bir şey aradığını görenler:
- Hayırdır Hoca, ne arıyorsun?
– Evde tespihimi kaybettim, onu arıyorum.
– İlahi Hoca, evde neden aramıyorsun?
– Ne yapayım? Orası karanlık!
Aklını Kaybetmiş
Hoca, uzun bir süre Bursa'da kalıp Akşehir'e dönerken, yolda konu komşu:
- Ah Hocam, karın aklını kaybetti, demişler.
Hoca, hiç oralı olmamış. Ah, vah bile dememiş.
Bu sefer:
- Hocam, anlamadın herhalde, diye, şaşırmışlar.
Nasreddin Hoca:
– Anladım, anladım da. Anlamadığım; zaten yoktu ki olmayan bir şeyi nasıl kaybetti!
İpe Un Sermek
Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hoca, münasebetsiz komşusunun hemen her gün olur olmaz bir şeyler istemesinden bıkmış.
Komşu bir gün çamaşır ipi isteyince:
- Veremem, demiş, ipe un serdim.
- Aman Hoca, ipe un serilir mi?
- Adamın vermeye niyeti olmayınca ipe de un serer...
Eşeğe Ters Binmek
Nasreddin Hoca bir gün yabancı bir köyde misafir olur. Cuma günü O'nu kürsüye çıkartırlar. Güzel bir vaaz verir. Herkez pek memnun kalır. Camiden çıkınca Hoca'nın eşeğini getirirler.
Köylülerin hepsi ona hizmet etmek için adeta yarışırlar. Hoca eşeğine binerken biraz düşünür. Sonra eşeğin üstüne ters oturur. Herkes hayret eder. Köylülerden biri dayanamayıp sorar:
- Hocam der. Kusura bakma ama eşeğe niçin ters bindiğini sorabilirmiyim?
Hoca tebesüm ederek cevap verir:
- Eğer düz binip önünüze geçseydim siz arkada kalacaktınız. Siz öne geçseydiniz, bu defa ben arkada kalmış olacaktım. Böyle ters binince size arkamı dönmemiş oluyorum. Sebebi bu...
Kırdıktan Sonra Dövmenin Faydası Yok
Hoca, oğlunun eline bir su testisi vermiş ve "Git şunu doldur da getir, sakın kırma ha ama!"demiş ve suratına da bir tokat indirmiş.
Görenler "Hoca", demişler "Neden vurdun çocuğa, testiyi kırmadı ki." Her sözü değerli, her davranışı anlamlı Hoca şöyle konuşmuş bu kez de:
"Kırdıktan sonra, dövsem de yarar sağlamaz ki".