Ülkemiz sularında balık çeşitliliği ve balık sayısı neden azalıyor?
Biz Türk milletinin en önemli özelliklerinden birisi de azıcık parayı gördüğünde hemen gözünün dönmesi. Uzun vadeli hesaplar yapmadan günü birlik menfaatlerimizi ön planda tutmaya başlamasıdır. Bunun birçok örneğini siyasette bulabilirsiniz. 3-4 seneyi kotaracak yarım yamalak çözümler üretilir. Yapılacak işin maliyetini biraz daha arttırıp 40 sene dayanması istenmez. Kim öle, kim kala... Benzer şekilde, iş hayatında da kısa vadeli karı arttırmak için kolay olan çözümler seçilir. Hızlı para kazanmak için ağaçlar kesilir, uzun vadede ağaçsız ve ormansız kalınır. Daha hızlı yol almak için su yolları kirletilir, uzun vadede susuz kalınır. Daha çok balık tutmak için balıkların geleceği mahvedilir, uzun vadede balıksız kalınır.
Yukarıda kısaca giriş yapmaya çalıştığımız üzere, insanımız kolay yoldan zengin olmayı çok sever. Kendisi zengin olsun da, başkaları önemli değildir. Ne halleri varsa görsünler. Bırakın başkalarını, ileride kendisi de aynı işten para kazanmak zorunda değildir. Günün koşullarına göre bu işi bırakır gider başka bir şeyi/yeri katleder. Onun için hiç sorun olmaz. İşte bu kadar düşüncesiz, öngörüsüz, geri kafalıdır benim insanım.
Bu yazıda özellikle balık çeşitliliği ve sayısının azalması üzerinde duracağız. Bugünlük daha fazla balık tutmak için yaptıklarımızdan ve bunların neden olduğu doğal sorunlardan bahsedeceğiz.
Ülkemiz denizlerinde balıkların çeşitliliği ve sayısı neden azalıyor?
Ülkemiz sularında balık çeşitliliği ve temel sebeplerini yumurtalama öncesi balık avalama, yavru balıkları yoketme, balıkların üreme bölgelerinin yok etme, daha fazla kazanmak için daha vahşi yöntemler kullanma şeklinde sıralayabiliriz. Her biri iiçin örnekler verelim:
Yumurtlama öncesi balık avlama
Benim insanım, balığın yumurtlama dönemiymiş, değilmiş zerre kadar ilgilenmez. Hatta konuyla ilgili bilgisi yoktur, merağı da olmaz. Teknolojinin verdiği avanajları sonuna kadar kullanır, gidip avlayabildiği kadarını avlar. Bugün için elinden geldiği kadar çok kazanmaya çalışır. Yarına balık kalıp kalmaması umurunda değildir. Çünkü, kendisi tutmazsa bir başkası tutacak, ona gene kalmayacaktır. Açıkgöz olduğu için niye bir başkasına yedirsin, gidip kendisi katleder.
İnsan mesleğini, mesleğinin gerektirdiği bilgileri bilmez mi yahu? Yazıktır, etmeyin, eylemeyin!
Yavru balıkları katletme
Ülkemizde kanunen avlanabilecek en küçük balık boyutları belirlenmiştir. Hamsi için 9 cm, istavrit için 13 cm, ... olarak verilmiştir. Diğer balıklar için belirlenen yasal av boyutlarını greenpeace'in sayfasında bulabilirsiniz.
Ne yazık ki ülkemizde bu kurallara pek uyulmaz. Balık avlanır, pazara çıkar, millet yerse yer. Yemezse balık ununa çevrilip gene paraya dönüştürülür.
Balıkların üreme bölgelerini katletme
Ülkemizde korunaklı bölgeler yoktur. Kim nerede bulursa orada avlanır. Balığı bulduğu yerde yoketmek vaciptir. Üreyecek yer bırakmayalım ki ileride balığımız da kalmasın felsefesine göre hareket edilir.
Oysa en azından bazı bölgelerde avlanma yasağı olsa, bu bölgelerdeki balıklar çoğalacak ve balık kıtlığı çekmek zorunda kalmyacağız. Ama nerdeee...
Vahşi yöntemler kullanma
Ülkemizde hala trolleme yöntemlerinin kullanıldığını, patlayıcılarla balık avlaması yapıldığını biliyor musunuz? Oysa bu yöntemler ülkemizdeki balıkçlılığın geleceğini yok etmektedir.
Bilinçsiz ve kuralsız balık avcılığının sonucu
Başka ülkelerde balıklar kıyılara vururken, ülkemizde balık kalmaması ne büyük ayıptır. Onların ülkelerindeki balıkların bize geleceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Açık denizlerde ne bulursanız o, artık bizim kıyılarımızda balık kalmadı.
Keyif için balık tutan kıyı oltacılığı da bitmek üzere. Ne keyfimiz kaldı, ne de ağzımızın tadı.
Sayenizde yemle yetiştirilen balığa ya da ithal edilen balıklarar mahkum kaldık.