Varlık Felsefesi (Ontoloji)

Varlık Felsefesi (Ontoloji)

Varlık Felsefesinin Konusu: Varlık felsefesi açısından var olanlar iki biçimde ele alınır. 

Gerçekte var olan: Gerçekte var olan belirli bir zaman ve mekanda var olandır. Gerçekten var olanlar duyu organları ile kavranır.

Zihinde (ideal) var olan: İdeal var olan ise, insanların zihinlerinde oluşturdukları kavramlardır ve duyu organları ile kavranamazlar.

Bilim ve Felsefe Açısından Varlık

Bilim ve felsefenin varlığa bakış açıları şu noktalarda farklılaşır: 

• Bilime göre varlık tartışmasız vardır. Bilim, varlığın var olduğunu ön kabul olarak benimser ve var kabul ettiği varlıkla ilgili neden-sonuç ilişkileri kurar. Felsefe varlığın varolup olmadığını da tartışır. Olaylar arasında neden-sonuç ilişkileri kurmak yerine nedenlerin nedenlerini de araştırır.

• Bilimler konularına göre varlığı parçalayarak ve kedilerine özgü yöntemlerle inceler.

Felsefe, varlığı bütün halinde görür ve bütün halinde açıklamaya çalışır.

Metafizik ve Ontoloji

Varlıkla ilgili sorunların tartışıldığı Metafizik alanı ontolojidir. Ontoloji metafiziğin varlıkla ilgili alanı olarak şu sorulara yanıt arar: 

• Varlık var mıdır?
• Varlığın ana maddesi nedir?
• Evren nasıl oluşmuştur?
• Evrenin bir amacı var mıdır?
• Varlıkta özgürlük var mıdır?
• Ruh nedir?
• Ruh ölümsüz müdür?
• Ölüm nedir?

Doğa filozofları Varlığın ana maddesi (arkhe) nedir? Sorusuyla ilgilenmişlerdir. Aristoteles varlığın ilk nedenlerini araştırarak metafiziğin ilkelerini belirlemiştir. Wolf ontolojiyi, Tanrı’nın ruhun ve dünyanın varlığını kanıtlamak isteyen bir alan olarak belirledi. Kant’a göre metafizik bilginin temellerini araştırmalı ve bilginin deneyden gelmeyen öğelerini saptamalıydı. Ancak, Fichte, Schelling, Hegel gibi düşünürler Kant’ın gözden düşürdüğü metafiziği tinsel (ruhsal) varlık anlayışı ile yeniden güncelleştirdiler.

Günümüzde metafizik, fenomenoloji, yeni ontoloji ve varoluşçuluk (existansiyalizm) felsefeleri ile varlığını sürdürmektedir. 

Fenomenoloji, Edmund Husserl ile varlıkların arka planlarında bulunan ve kendi kendilerine var olan özleri dile getirir.

Yeni ontoloji, Nicolai Hartman ile varlık kategorileri oluşturup ontolojiyi deneysel temellerle, bilimsel sonuçlarla bağdaştırmaya çalışır.

Egzistansiyalizm, Heidegger ve Sartre ile varlığın temeline doğa bilimlerini koyanlara karşı çıkarak varlığı benin yaptığını söyler.

Varlıkbilimsel (Ontolojik) Problemler

Varlığın Var Olup Olmadığı Problemi: Varlığın var olup olmadığı ilk Çağlardan bu güne ontolojinin tartıştığı temel problemdir. Bu probleme genelde iki bakış açısıyla yaklaşılmıştır: 

Nihilizm (Hiççilik)

Nihilizme göre hiçbir varlık gerçekten var değildir ve varlığı var olan olarak kabul eden görüşlere karşı çıkar. Ancak daha genel bakıldığında nihilizm hiçbir değer ve kural tanımayan bir görüştür ve toplumda düzeni sağlayan tüm otoriteleri reddeder. Nihilizm bu biçimiyle siyasal anlamda anarşizme temel oluşturur.

Nihilizmin Temsilcileri: 

Gorgias: Ontoloji alanında nihilizmin, ilk temsilcisi ilk çağ sofist filozoflarından Gorgias’tır. Gorgias “varlık var mıdır?” sorusuna “yoktur” yanıtını verir. Gorgias’a göre; “Varlık yoktur, Olsa bile bilinemez. Bilinse bile başkasına aktarılamaz.”

W.F. Nietzsche: Nietzsche, toplumsal değer ve normları tümüyle inkar ederek nihilizmin 19. yüzyıldaki önemli temsilcisidir. 

Taoizm

Nihilizmin bir başka biçimi de İlk Çağda Çin’de görülen taoizm’dir. Lao-Tse’nin kurduğu taoculuk, gerçeğin tüm çeşitliliğine karşın “bir” (Tao) olduğunu ve bunun adının, biçiminin, maddesinin, görüntüsünün olmadığını savunur. Aldatıcı olan dünya varlıktan yoksundur.

Realizm (Gerçekçilik)

Varlık vardır anlayışı realizmdir. Realizm varlığın insan bilincinin dışında, insan bilincinden bağımsız olarak var olduğunu savunur. Realizmle ilgili bir başka tartışma konusu da varlığın ne olduğu problemidir.

Varlığın Ne Olduğu Problemi: Varlığı var olarak kabul eden realizmin temsilcileri varlığın ne olduğu konusunda farklı düşünceleri paylaşırlar. Bu farklı düşünceler başlıca beş başlık altında toplanabilir.

Varlık Oluştur

Bu görüşün ilk temsilcisi, İlk Çağ doğa filozoflarından Herakletios’tur. Herakleitos’a göre evrenin ana maddesi (arkhe) ateştir ve her şey ateşe dönüşecektir. Bu süreçte evrende her şey değişir. Değişimin temeli karşıtların çatışmasından doğan uzlaşma oluştur. “Değişmeyen tek şey varsa o da değişmenin kendisidir.” Herakletios, değişmenin düzenine logos (akıl) adını verir. Bu görüş çağımızda E. Mach, H. Bergson ve N. Whitehead tarafından temsil edilir.

E. Mach nesnenin ve “ben” in sürekli bir oluş sürecinde değiştiğini savunur. H. Bergson ise, evrendeki oluş ve değişmenin mekanik bir süreçte değil, yaratıcı bir süreçte “yaşam atılımı” ile gerçekleştiğini söyler. Whitehead’e göre evren, her şeyin birbirine bağlı olduğu sürekli bir oluş içindedir. Bu oluş, evrendeki birbirine karşıt iki gücün oluşturduğu yaratıcılığın ve sürekliliğin etkinlikleri ile gerçekleşir. Dinamik bir süreçte gerçekleşen oluş, Tanrı’nın yaratma ile sağladığı olanaklar içinde gerçekleşir.

Varlık İdeadır (İdealizm)

Varlığın idea (düşünce) türünden olduğunu ve her türlü gerçekliğin düşünceden kaynaklandığını savunan görüş idealizmdir.

Platon: Platon, felsefe tarihinde idealizmin kurucusu olarak kabul edilir. Platon, bu dünyada yer alan ve maddi olan her şeyin gerçekliğini reddeder, asıl gerçeğin düşüncede kavranan idealar dünyası olduğunu ileri sürer.

Aristoteles’e göre de varlığın asıl unsuru “idea” dır. Ancak idealar varlıkların “öz” ünde (formunda) bulunur. “İdea” ve “madde” iç içedir. Nesneler dünyası, idea ile form kazanmış varlık dünyasıdır. Hegel’e göre varlıktan önce idea vardı. İdeanın kendini dışa vurması sonucu doğa oluştu. Böylece idea, gerçeklik kazandı, ancak özgürlüğünü kaybetti. Özgürlüğüne yeniden kavuşmak için, idea yeniden ruhsal dünyaya döndü.

Varlık Maddedir (Materyalizm)

Materyalizm, idealizmin tam tersine düşünceyi (ideayı) maddenin bir sonucu olarak görür. Madde düşünceden bağımsız olarak vardır ve bütün varlıklar maddeden türemiştir. İlk Çağ doğa filozoflarından Demokritos’a göre, evrenin ana maddesi maddi nitelikteki küçük atomlardır. Düşünce ve ruhsal olaylar atomların boş mekandaki hareketlerinin sonucudur. Epikuros da Demokritos gibi “atom” u evrenin ana maddesi kabul eder.

Yeni Çağ materyalizminin öncülüğünü Thomas Hobbes yapar. Hobbes, dünyadaki tüm olayları mekanik hareketler çerçevesinde maddi hareketler olarak görür. La Mettrie’ye göre ruhsal faaliyetlerin kaynağı maddi bedendir. İnsan ve hayvan arasında mekanik faaliyetler açısından özde bir fark yoktur. İnsan da hayvan da birer makinedir. İnsan, doğa üstü bir varlık tarafından yaratılmamıştır.

19. yüzyılda, Yeni Çağla başlayan mekanist materyalist felsefe Karl Marx’la yeni bir boyut kazanır ve diyalektik materyalizme dönüşür. K. Marx’ın geliştirdiği diyalektik materyalizme göre düşüncelerin ve fikirlerin kaynağı maddedir. Doğa düşünceden önce vardır ve var olmak için düşünceye gereksinimi yoktur. Marx, bu değişmenin insanlar için de geçerli olduğunu söyler. Değişmenin temelinde ise çelişmeler vardır.

UYARI: Yüzyıllardır çatışan iki felsefi akım olan idealizm ve materyalizmin çatışması genelde uç örnekler dışında maddenin ve ideanın tümüyle reddi biçiminde yaşanmamıştır. Bu çatışma öncelikler ve kaynak sorunu çerçevesinde yaşanmıştır. İdealizm ideayı (düşünceyi) önce var sayar ve maddeyi onun bir ürünü olarak görür. Materyalizm ise önce maddeyi var sayar düşünceyi maddenin ürünü olarak görür.

Varlık Hem İdeadır Hem de Maddedir (Düalizm)

Düalizm (ikicilik) materyalizmle idealizm arasında bir uzlaşma çabasıdır. Descartes’a göre varlık madde ve ruh olmak üzere iki cevherden oluşur. Ruhun işlevi düşünmek, maddenin işlevi uzayda yer kaplamaktır. Evrendeki nesne dünyasındaki varlıklar salt madde, Tanrı ise salt ruhtur. İnsanda madde ve ruh bir aradadır.

Varlık Fenomendir (Fenomenoloji)

Varlığı görüngü (fenomen) olarak kabul eden görüş görüngübilim (fenomenoloji) dir. Fenomenolojinin kurucusu Edmund Husserl, fenomenlerin duyu verileri ile bilinemeyeceğini fenomenlerin özünün öznede kavranabileceğini savunarak idealizme yakınlaşan bir metafizik geliştirir.


9 yıl 11 ay önce eklendi

Türkiye'de yıllara göre ayçiçek üretim istatistikleri Peygamberimiz Hz. Muhammed'in güzel ahlakı Erozyon hakkında bilgi 54 farz nelerdir? Öğretmenler günü ile ilgili en güzel şiirler Osman Bey Dönemi (1281-1326) Nüfus kayıt örneği Ölülerin arkasından Kuran-ı Kerim okunur mu? Ülkelere göre yıllık karbondioksit salınımı değerleri Varlık Felsefesi (Ontoloji) 20. Yüzyıl Tarihi, 1950-2000 Kronolojisi Kafiyeli Sözler A’dan Z’ye Tüm Ressam İsimleri Gökkuşağı Nasıl Oluşur Pamukkale travertenleri nasıl oluşmuştur? Kunut duaları, Kunut dualarının okunuşu ve anlamı Büyük patlama, kâinatın ilk sakini! Cep telefonlarının SAR değerleri CON İsimli Klasörü Nasıl Oluştururum? En hızlı, uygun fiyatlı ve güncel bilgisayar, Ekim 2012 Sitemdeki resimleri başka sitelerin tarafından kullanmasının önlenmesi