Hayatta en gerçek yol gösterici ilimdir sözünün anlamı

Atatürk'ün söylediği pek çok özlü söz vardır! Bunlardan biri de "Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir" sözüdür. Peki bu cümle içinde hangi derin anlamları içerir, hiç düşündünüz mü? Açıklayalım...

Medeniyet yolunda ilerlemek, ilme yönelebilmek ve kısaca Atatürk'ün ilke ve inkılâplarını anlamak ve gereğini yapmak ancak okumakla mümkündür. Atatürk bu amaçla ilim yuvaları olan çeşitli okullar açmıştır. O'nun ilim ve fen konusuna verdiği önemi sözlerinin çoğunda görüyoruz;

"... Medeniyet için hayat için başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir fendir. İlim ve fenin dışında yol gösterici aramak gaflettir cahilliktir yoldan sapmaktır."

Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile ilgisiz yaşayamayız, aksine yükselmiş, ilerlemiş, medeni bir millet olarak uygarlık sahasının üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fenle olur. İlim ve fen neredeyse oradan olacağız ve milletin kafasına koyacağız ilim ve fen için sınır yoktur. İnsanların hayatına egemen olan güç, yaratma gücüdür.

Bağnazlık ve tutuculuk, cahilliğe dayanır. İlim cahilliği mutlaka yener, o halde halkı aydınlatmak gerekir.

"Gerçek kurtuluşu istiyorsa, her şeyden evvel bütün kuvvetimiz, bütün hızımızla bu bilgisizliği yok etmeye mecburuz" diyor.

Hayatta en hakiki mürşit ilimdir sözünün anlamı kısaca; hayatta gerçek yol göstericinin bilim olduğudur. Bilimin yol göstericiliği ile başarıya ulaşmak mümkündür.

Hayatta en hakiki mürşit ilimdir!

Bu sözle ne demek istendiğini anlatabilmek için önce "mürşit" sözünün anlamını açıklayalım: mürşit demek doğru yolu gösteren, kılavuz demektir. Buna göre, insanların ve toplumların hayatında en gerçek yol gösterici, en yanılgısız kılavuz bilim oluyor. Bilim yalnızca gerçeği arar ve ona değer verir. Gerçek dışı şeylerin bilimde yeri yoktur. O halde, bilimi kendine kılavuz yapan insan ve toplumlar gerçeğin yolunda ilerlerler. Bu yol doğrunun, doğruluğun yoludur. Doğruluğun olduğu yerde de iyilik ve güzellik vardır. Bir ülke bilimi kendine kılavuz seçerse her alanda büyük ilerlemeler gösterir. Dünya uygarlık düzeyinin üstüne çıkar.

İnsanoğlu uygarlığın zirvesine ilim sayesinde ulaşmıştır. Ondan yoksun kalan uluslar ezilmeye mahkumdurlar. Çünkü ilmin yol gösterici ışığı onları aydınlatamamıştır.

Temeli sağlam olmayan bir bina yıkılır. Günlük yaşantımızda hava, su ne denli önemliyse ilim de aynı ölçüde gereklidir. Bugün evrenin sırlarını ancak ilim çözümleyebilmiştir. Hz. Ali; "Bana bir kelime öğretenin 40 yıl kölesi olurum" sözüyle ilmin önemini ortaya koymuyor mu? İlim ve teknik yaşantımıza renk ve eğlence katmıştır.

Artık masal devri geçmiştir. İlimden yeteri kadar nasibimizi alamazsak ezilmeye ve tarih sahnesinden silinmeye mahkum kalırız.

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk de ilimin ve fenin öneminin farkındadır. Gelişmemizin ve Dünya yarışında ilerleyebilmemizin ilim ve fen ile mümkün olabileceğini düşünür ve bu konuda haklıdır.