Büyümede tek rakibimiz Çin
Türkiye ekonomisinin 2011 karnesi açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ekonomi, 2011'in son çeyreğinde yüzde 5,2, yılın tamamında ise yüzde 8,5 büyüdü.
Böylece Türkiye, geçen yıl yüzde 9,2 büyüyen Çin'den sonra en hızlı gelişen ikinci ekonomi oldu. Avrupa Birliği ve OECD ülkeleri arasında ise ilk sıraya oturdu. Yıllık bazda ortaya çıkan yüksek performansa rağmen, son çeyrekteki yavaşlama dikkat çekti. 2011 yılında, kişi başına milli gelir 10 bin 444 dolara yükseldi. Verileri değerlendiren ekonomistler, bugüne kadar iç talep kaynaklı büyümenin yine iç talepteki yavaşlama ile hız kestiğini belirtti. Özel tüketim, kamu harcamaları ve yatırımlardan oluşan iç talebin üçüncü çeyrekte büyümeye yaklaşık yüzde 9,3 katkı yaptığını vurgulayan ekonomistler, bu katkının son çeyrekte yüzde 2,4'e gerilediğine işaret etti. Geçtiğimiz yıl sektörel bazda en yüksek büyüme hızı, malî aracılık hizmetlerinde kaydedildi. Bu sektörü, toptan ve perakende ticaret ile inşaat ve ulaştırma izledi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), üretim yöntemiyle hesaplanan gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) 2011 dördüncü çeyrek sonuçlarını açıkladı. Büyüme hızı 2011 yılının son çeyreğinde yüzde 5,2 olurken, ekonomi geçen yıl yüzde 8,5 büyüdü. 2011 yılının dördüncü üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre gayri safi yurtiçi hasıla cari fiyatlarla 339 milyar 755 milyon lira düzeyinde gerçekleşti. Büyüme hızı, geçen yıl ise sabit fiyatlarla yüzde 8,5 oldu. Geçen yıl gayri safi yurtiçi hasıla cari fiyatlarla 1 trilyon 294 milyar 893 milyon liraya (772 milyar 298 milyon dolar) çıktı. 2011 yılında, kişi başına milli gelir ise 10 bin 444 dolar oldu. Ekonomistler, 2011 yılı son çeyrek verilerinin bugüne kadar iç talep kaynaklı dokuz çeyrektir devam eden büyümenin yine iç talepteki yavaşlama ile hız kestiğini belirtti. Özel tüketim, kamu harcamaları ve yatırımlardan (kamu+özel) oluşan iç talebin üçüncü çeyrekte yaklaşık yüzde 9,3 olan büyümeye katkısı son çeyrekte yüzde 2,4'e geriledi.
Öte yandan, takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla GSYH, 2011 yılı dördüncü üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,7'lik artış gösterdi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH değeri de bir önceki döneme göre yüzde 0,6 arttı. Türkiye ekonomisinde, 2011 yılının tamamında kaydedilen büyüme, Orta Vadeli Program'da (OVP) öngörülen yüzde 7,5'i aşarak yüzde 8,5'i buldu. 2008'in son çeyreğinde küresel krizin etkisiyle daralmaya geçen Türkiye ekonomisi, 2009'un üç çeyreğinde de küçülme gösterdi ve yılın son çeyreğinden itibaren de büyüme trendine girdi. 2009'un son çeyreğinde yüzde 5,9 büyüme gösteren ekonomi, 2010'un ilk çeyreğinde yüzde 12,6, ikinci çeyreğinde yüzde 10,4, üçüncü çeyreğinde yüzde 5,3, dördüncü çeyreğinde de yüzde 9,3 büyüdü. Yıl tamamında büyüme oranı yüzde 9,2 olarak belirlendi. 2011 yılında ise ekonomi birinci çeyrekte yüzde 11,9, ikinci çeyrekte yüzde 9,1, üçüncü çeyrekte yüzde 8,4 ve dördüncü çeyrekte de yüzde 5,2 büyüme kaydetti. Yıllık büyüme hızı ise yüzde 8,5 oldu.
En fazla büyüme, aracı kuruluşlarda
2011'de sektörel bazda sabit fiyatlarla en yüksek büyüme hızı yüzde 13,4 ile dolaylı ölçülen mâli aracılık hizmetlerinde kaydedildi. Bu sektörü, yüzde 11,4 ile toptan ve perakende ticaret, yüzde 11,2 ile inşaat, yüzde 10,8 ile ulaştırma, depolama ve haberleşme, 10,4 ile vergi sübvansiyon, yüzde 9,6 ile mâli aracı kuruluşların faaliyetleri izledi. 2011'de imalat sanayii yüzde 9,4, gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri yüzde 9,3, elektrik, gaz buhar ve sıcak su üretimi ve dağıtımı sektörü yüzde 8,8 büyüdü. 2011'de daralma gösteren sektör bulunmazken, en küçük büyüme yüzde 1,7 ile diğer sosyal toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetlerinde gözlendi. Büyüme konut sahipliğinde yüzde 1,9, madencilik ve taşocakçılığında yüzde 3,9, kamu yönetimi ve savunma, zorunlu sosyal güvenlikte de yüzde 3,9'da kaldı.
Ekonominin yüzde 5,2 büyüme gösterdiği dördüncü çeyrekteki gelişmelere bakıldığında da balıkçılık sektörü dışında tüm sektörlerde büyüme meydana geldi. Son çeyrekte en fazla büyüme yüzde 12,2 ile yine dolaylı ölçülen mali aracılık hizmetlerinde görüldü. Bunu yüzde 10,5 ile elektrik, gaz, buhar ve sıcak su üretimi ve dağıtımı, her ikisi de yüzde 9,3 büyüme kaydeden oteller ve lokantalar ile gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri, yüzde 8,4 ile ev içi personel çalıştıran hanehalkları ve yüzde 7,8 ile sağlık işleri ve sosyal hizmetler izledi. Söz konusu dönemde imalat sanayi yüzde 5,2, inşaat yüzde 7, ulaştırma, depolama ve haberleşme yüzde 6,8, mali aracı kuruluşların faaliyetleri yüzde 6,8 büyüme gösterdi.
TÜİK, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da büyüme rakamlarını açıklarken, geriye dönük 7 çeyrek için revizyona gitti. Buna göre, büyüme 2010'un birinci döneminde yüzde 12,6, ikinci döneminde yüzde 10,4, üçüncü dönemdeki büyüme yüzde 5,3, dördüncü döneminde yüzde 9,3 oldu. Büyüme 2011 yılında ise ilk çeyrekte yüzde 11,9, ikinci çeyrekte yüzde 9,1 ve üçüncü çeyrekte yüzde 8,4 oldu.
Kişi başına milli gelir 10 bin 444 dolar
Türkiye'de geçen yıl kişi başına milli gelir, 10 bin 444 dolar (17 bin 510 lira) olarak hesaplandı. 2010 yılında, kişi başına düşen milli gelir 10 bin 79 dolar düzeyindeydi. Kişi başına milli gelir küresel kriz öncesi 2008 yılında 10 bin 440 dolar olarak belirlenmişti. Öte yandan, geçen yıl gayri safi yurtiçi hasıla, cari fiyatlarla 772 milyar 298 milyon dolara (1 trilyon 294 milyar 893 milyon lira) yükseldi. Söz konusu rakam, 2010 yılında 731,6 milyar dolar, 2009 yılında 616,7 milyar dolar, 2008 yılında da 742,1 milyar dolar düzeyindeydi.
Ekonomistler ne dedi?
TL'nin değer kaybı kişi başı milli geliri olumsuz etkiledi
BGC Partners Başekonomisti Özgür Altuğ: Kişi başı GSYH 2010 yılındaki 10 bin 97 dolara göre 10 bin 444 dolara yükseldi. Büyümenin bu kadar yüksek olduğu dönemlerde genellikle kişi başı GSYH daha da yüksek olurdu ancak 2011'de TL'deki sert değer kaybı kişi başı GSYH'da fazla artışın önünü kesti. İç özel tüketim son çeyrekte reel olarak yüzde 3,4 büyüdü ancak bu cephedeki yavaşlama önceki çeyreklere göre büyük. Reel özel tüketim 2011'de yüzde 7,7 idi. Özel sektörün sermaye harcamaları son çeyrekte reel olarak sadece yüzde 5,2 büyüdü. Kamu sektörü harcamaları ve sermaye birikimi son çeyrekte negatifti ve toplam büyümeye negatif katkıda bulundu. Bu, hükümetin mali disipline bağlılığını teyit etti. Mevsim ve takvimden arındırılmış veriler son çeyrekte büyümenin sürdüğünü teyit etti ancak aynı zamanda büyümede açık bir ivme kaybı olduğunu da gösterdi ki bu, cari açık açısından olumlu.
İthalatta daralma var
Oyak Yatırım Ekonomisti Gülay Elif Girgin: Harcamalar tarafına baktığımızda büyümenin beklentiler dahilinde geldiğini görüyoruz. Fakat tüketim artışına rağmen ithalatta bir daralma var. Yüzde 3,4 tüketim artışı var, özel sektörde yüzde 5,2 gibi bir artış var ona rağmen ithalatta yüzde 5 gibi bir daralma var, bu dikkat çekici. Harcamalar tarafı biraz değişik bir görünüm sergiliyor, ithalat tarafındaki daralma ilgi çekici. 2012 yılı için yüzde 2 küçülme beklentimizi koruyoruz. Ocak ve şubat ayında gelen dış ticaret verileri de bunu destekliyor. Küresel likidite koşullarıyla beraber bu yıl bir yavaşlama, daralma göreceğiz.
Rakamlar cesaret verici
RBS Ekonomisti Timothy Ash: Yüzde 5,2 genel olarak düşündüğümüzde son çeyrek için iyi, yüzde 11,9'dan buraya bir gerileme var. Son çeyrek büyümesi bile 2011 yılının tamamında yüzde 8,5 ile bölgenin en iyisi olmaya yetiyor. Yapıya bakarsak, yeniden dengelenme için kanıtlar var ki, bu da cesaret verici... Merkez Bankası'nın bu rakamlardan mutlu olacağını düşünüyorum ancak yüksek seyreden petrol fiyatları düşünüldüğünde soru yeniden dengelenmenin istenen kadar hızlı olup olmadığıdır.
Piyasalara etkisi sınırlı
Garanti Yatırım Araştırma Yönetmeni Özgür Yurtdaşseven: Büyüme rakamları tamamen beklentilere paralel geldi. O yüzden hisse senetleri piyasasında da bir etkisi olmadı. Piyasa, tamamıyla yurtdışına odaklı. Ata Portföy Fon Masası Müdürü Cem Tözge: Beklentiler dahilinde gelen bir rakam. Gecikmeli (eski bir data) olduğu için de piyasa üzerinde çok da bir etkisi olacağını düşünmüyorum. Tamamıyla beklentiler paralelinde.