Şifalı Bitkiler, A Harfi ile başlayan şifalı bitkiler 2
Andızotu (At Gözü)
Bileşikgillerden; nemli yerlerde yetişen, 1 metre kadar sapı olan, bir çeşit ottur. Yaprakları büyük, yumuşak ve yuvarlaktır. Çiçekleri sarı renkte olup, acı ve kokuludur. Kökü kalındır. Meyveleri küçük fıstık kozalağına benzer.
FAYDASI: Mideyi kuvvetlendirir. Balgam söker. Mikropları öldürür. Vücutta biriken tuzu atar. Üremi, nefrit, sistit, idrar yolları hastalıklarında faydalıdır. Nefes darlığını giderir. Karaciğer hastalıklarını tedavi eder. Kaşıntıları keser. Fazla kullanıldığı zaman mide bulantısı yapar.
Antep Fıstığı (Şam Fıstığı)
Antep fıstığıgiller familyasındandır; Gaziantep havalisinde yetiştirilen, 5-10 metre yüksekliğinde bir ağaç ve bunun meyvesidir. İçeriğinde sabit yağ, sakkaroz ve proteinli maddeler vardır.
FAYDASI: Vücudun gelişmesini sağlar. Bedeni ve zihni gücü arttırır. Cinsel istekleri kamçılar. Böbrek ve safra kesesi ağrılarını hafifletir. Göğsü yumuşatır, öksürük söktürür.
Ararot (Mranta Nişastası)
Sıcak iklimlerde yetişen “Maranta” adlı kamıştan veya ona benzer başka bitkilerin köklerinden çıkarılan beyaz bir tozdur. Nişastadan daha incedir. Kokusu ve tadı yoktur.
FAYDASI: Çocuk maması yapmakta kullanılır. Süt çocuklarına ve nekahat dönemi hastalarına verilir. Hastalıklardan sonra görülen halsizlikleri giderir.
Ardıç (Ephel)
Kozalaklılardan 2-5 metre boyunda bir ağaçtır. Yaprakları ince, uzun, sivri ve güzel kokuludur. Meyveleri; siyah, parlak kozalak şeklindedir. Bunlara ardıç tohumu da denilir. Kasım ve aralık aylarında toplanıp kurutulur. Bir çok türü vardır.
FAYDASI: Kandaki şeker miktarını düşürür. Pankreasın normal çalışmasını sağlar. Nekahat devresinin çabuk atlatılmasında yardımcı olur. Vücuda dinçlik verir. Böbrekleri, mesaneyi ve idrar yollarını temizler. Ter ve idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Soğuk algınlığı, romatizma, damar sertliği ve nikriste de faydalıdır. Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Aybaşı ağrılarını dindirir. Böbreklerinde iltihap olanlar kullanamaz. Tavsiye edilen miktarı da aşmamalıdır.
Ardıç Katranı Ağacı (Katran Ardıcı)
1 metre kadar yükseklikte; yuvarlak kırmızı meyveleri olan bir ağaçtır. Meyveleri ardıç meyvelerinden daha büyüktür. Odunun kapalı ocaklarda yakılmasından (Kuru distilasyon) ardıç katranı denilen bir madde çıkarılır.
FAYDASI: Kadyağı; ergenlik, egzama, saçkıran, kellik (saç dökülmesi), uyuz ve sedef hastalığında kullanılır.
Armut (Pirus Communis)
Gülgillerden; çiçekleri beyaz bir ağacın meyvesidir. Armut; suluca yumuşak tatlı ve küçük çekirdeklidir. Rengi sarı ile yeşil arasında değişir. Ankara, Mustabey, Çengel, Kumla, Bey olmak üzere birçok çeşidi vardır.
FAYDASI: Böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar. İdrarı bollaştırır. Böbrek kum ve taşlarının dökülmesine yardım eder. Yüksek tansiyonu düşürür. Kanı temizler bütün salgı bezlerinin normal çalışmasını sağlar. Kansızlığı giderir, kabızlığı önler. Sinirleri yatıştırır. Zihni yorgunluğu giderir. Susuzluğu keser. Tükürük ifrazatını artırır. Hamilelerin kusmalarını azaltır. Hazımsızlığı giderir. Mafsal kireçlenmesi, nikris ve romatizmada faydalıdır. Şeker hastaları da yiyebilir. Midesi zayıf olanların kompostosunu içmeleri tavsiye edilir. Yemeklerden önce yenecek olursa daha faydalı olur.
Arpa (Hordeum Vulgare)
Buğdaygillerden; taneleri ekmek ve bira yapmakta kullanılan bir bitkidir. Hayvan yemi olarak da verilir. Nişastası boldur. Kavrulup kahveye de karıştırılır.
FAYDASI: İdrar söktürür. Mesane ve idrar yollarındaki iltihapları temizler. Böbrek ve kum taşlarının dökülmesine yardım eder. Prostat büyümesini önler. Asabi kusmaları durdurur. Boğaz ve yarım baş ağrılarını dindirir. Dil iltihaplarını giderir. Temriye ve mayasılda haricen kullanılır.
Aslan Ağzı (Kurtağzı)
Aslanağzı giller familyasından; türlü renkte, güzel bir bitkidir. Kokusuzdur. Daha ziyade süs bitkisi olarak kullanılır.
FAYDASI: Balgam söktürür. Bronşit’te rahatlık verir.
Aslan Yağı (Leontopidium Alpinium)
Bileşikgiller familyasından; Alp dağlarının yüksek tepelerindeki kireçli topraklarda yetişen bir bitkidir. Çiçekleri yıldız şeklindedir. Ağustos ayında toplanıp kurutulur.
FAYDASI: Çocuklarda görülen ishalleri keser.
Aslan Dişi (Karahindiba)
Bileşikgiller familyasından; yol kenarında, çayır ve hendeklerde yetişen bir çeşit bitkidir. Yaprakları rozet şeklindedir. Çiçekleri sarıdır. Taze yaprakları salata olarak da yenilebilir. Kökünde; Torexacin, levulin, inulin ve şeker vardır. Yaprakları ilkbahar; kökleri ise, sonbahar aylarında toplanıp, kurutulur.
FAYDASI: İdrar söktürür. Mesane ve kalınbağırsak iltihaplarını giderir. Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Balgamlı ishalleri keser. Karaciğer şişkinliğini indirir. Böbrek ve safra taşlarını düşürür. Sarılıkta faydalıdır. Anne sütünü artırır. Taze sürgünleri kırıldığı zaman akan sütü de dişleri temizler. Öğütülen kökü, kahveye katılır.
Aslan Kuyruğu (Yerpırasası)
Ballıbabagillerden; bir çeşit bitkidir.
FAYDASI: Ateşi düşürür ve terletir. Vücuda rahatlık verir.
Aslan Pençesi (Alchemilla Vulgaris/Arvensis)
Halk dilinde şebnemli ve aslan ayağı adıyla da anılır. Genelde, orman ve yol kıyılarında, bayırlarda, yüksek yörelerdeki nemli çayırlarda,ve dağlık bölgelerde yetişir. Güzel bir görünümü olan, 7-9 parmaklı yapraklarının kenarları dişlidir. Oldukça sağlam olan sapı pek yüksek değildir ve pek dikkat çekmeyen sarımsı yeşil yaprakları özellikle Mayıs'tan Haziran'a kadar, ama daha sonraları da görülebilir. Bitkinin yaprakları bazen toprağın üstüne kapanırlar ve sabahleyin yaprağın ortasında bir çiğ damlası görülür. Bin metrenin üstündeki bölgelerde aslanpençesi daha çok gümüş rengindedir ve kireçli topraklarda olduğu kadar, ilk kütle zeminlerinde de yetişir. Her iki bitki cinsi de, çiçek açma zamanında tümüyle, daha sonra ise yalnızca yaprak olarak toplanır ve kurutulur.
FAYDASI: Özellikle kadın hastalıklarına karşı kullanılır. Hıristiyanlığın ilk günlerinden beri Bakire Meryem'in adıyla anılmıştır. Aslanpençesi, yalnızca adet görme düzensizlikleri, dölyolları akıntısı, dölyatağı (rahim) şikayetleri ve menopoz çağındaki rahatsızlıklarda rahatlatıcı etkiler yapmakla kalmayıp, ergenliğe geçişte de, civanperçemi ile birlikte kullanıldığında, adet görmeyi düzene sokabilir. Bazı genç kızlarda adet hallerinin başlamaması durumunda, aslanpençesi civanperçemi ile eşit karıştırılarak kullanıldığında, her şeyi yoluna koyabilir. Yara ateşlenmesine, apseli yaralara ve ihmal edilmiş çıbanlara karşı, su toplayıcı ve kalp güçlendirici olarak kullanılır. Diş çektirdikten sonra, aslanpençesi çayı, önerilebilecek içeceklerin en başında gelir. Yinelenen gargaralar sayesinde, yara birkaç gün içinde kapanır.
Ayrıca, kas ve organ yorgunluklarında ve kansızlık hallerinde de yardımcı olur. Zor doğum yapan ve düşük yapmaya yatkın kadınlarda, ceninin dölyatağındaki durumunu sağlamlaştırmakta, doğum yaralanmaları ve dölyatağı gevşekliğinde, dölyatağı kasları yorgunluğunda aslanpençesi en önde gelen yardımcıdır. Bu tür kadınlar, üçüncü aydan sonra bitki çayını içebilirler. O, tüm kadın hastalıklarında kullanılabilen bir bitkidir. Yüksek yerlerde yetişen bitkilerin yapraklarının altı parlak gümüş renginde olur. Bitkinin bu türü özellikle bedende yağ birikimine karşı başarıyla kullanılabilir. Günde 2-3 bardak çay uygundur. Uyku düzensizliği çekenlere de çok yardımcı olabilir.
Kullanım Biçimleri:
Çay Hazırlamak: Yarım tatlı kaşığı kurutulmuş ve ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve demlenmesi için 5-6 dakika kadar beklendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir.
Banyo Katkısı: Bir tam banyo için 5-6 avuç dolusu taze bitki veya 200g kurutulmuş bitki, gece boyunca soğuk suda bekletilir. Ertesi gün, kaynama derecesine kadar ısıtılır ve demlenmesi için 5-6 dakika bekledikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.
Bitki Lapa Kompresi: Yeterince taze bitki iyice yıkanır, bir tahta tablanın üstünde merdane ile iyice ezilir ve hasta bölgeye uygulanır..
Asma (Vitis)
Asmagiller familyasından tırmanıcı, uzun ömürlü, ağaçsı bir bitkidir. Mayıs-Haziran ayları arasında çiçek açar. Gövdesi üzerindeki kabuklar zamanla esmerleşip şeritler halinde dökülür. Çiçekleri küçük, yeşilimsi renktedir. Yapraklarının taban kısmı kalp şeklindedir. Kenarları dişli ve ucu sivridir. Üst yüzleri tüysüz, alt yüzleri ise tüylüdür. Meyvelerine üzüm denir. Kuru veya yaş olarak yenir.
FAYDASI: Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.
At Kestanesi (Hint Kestanesi)
Atkestanegiller familyasından; süs olarak yetiştirilen iri bir gölge ağacıdır. Nisan-Temmuz aylarında çiçek açar. Meyveleri kestaneye benzer. İçinde nişasta, saponin ve yağ vardır.
FAYDASI: Kabuklarından yapılan ilaçlar ateşi düşürür. Vücuda kuvvet verir. Tohumları ise romatizma ve mafsal ağrılarını giderir. Varis flebit ve basur memelerinin tedavisinde ve deri çatlaklarını gidermekte kullanılır.
Atkuyruğu (Equisetum Arvense)
Kırk kilit otu, zemberek otu, çam otu, kırk boğum, tilkikuyruğu ve katırkuyruğu olarak da tanınır. İlkbahar başlangıcında, derinlere kök salmış olan köksaptan, önce spor taşıyıcı kahverengi başak sapları çıkar. Düzgün yapılı küçük çam ağaçlarını andıran 40-50cm boyundaki yeşil yaz kuyruğu ise daha sonra çıkar. Çok yıllık, otsu ve çiçeksiz bitkilerdir. Gövdesi silindir biçiminde, dallı veya dalsız, yeşil veya esmer-yeşil renkli, sert ve içi boştur. Yaprakları çok küçük, pul biçiminde ve sivri uçludur. Spor ile çoğalırlar.Spor keseleri verimli gövdelerinin uçlarında başak şeklinde toplanmışlardır. Türkiye'de 7 kadar türü yetişmektedir. Saponin, %60-70 silisilik asit (silica), potasyum tuzları, tanen ve az miktarda alkaloitler (palustrin, nikotin ve diğerleri) içerirler.
Atkuyruğu, tarlalarda, dere kıyılarında ve eğimli arazilerde yetişir. Balçıklı toprakta yetişenleri en şifalı olanlarıdır. Yetiştiği yere göre %60-70 silisik asit içerir ve bu oran onun şifalı etkinliğini arttırır. Doğal olarak, yapay gübre kullanılan tarlalardan toplanılmaması gerekir. Dalları en ince olan atkuyruğu cinsi genellikle ormanlarda ve orman kıyılarında yetişir. Bu cins de şifalıdır. Bataklık, karasuluk yerlerde ve dağlık meralarda (Equisetum hiemale) ise yalnızca dıştan, banyo katkısı (oturma banyosu) olarak kullanılmalıdır! Genç sürgünleri yiyen hayvanlarda, kan işemesi ile belirlenen zehirlenmeler görülür. Özellikle sığır ve atlar bu bitkiye karşı duyarlıdır. Kurutma ile zehirlilik etkisi azalmaz. İnsanlarda da aynı şekilde zehirlenme belirtileri görülmektedir. Bu nedenle dikkatle kullanılması ve belirtilen miktarların üzerinde kullanılmaması gereken bir drogdur.
Çayı yapılacak bitkilerin, tarlalardan, orman kıyılarından ve dere Çay için toplanacak bitkiler (Equisetum arvense), 25-60 cm yükseklikte ve sapı 3-6 mm civarında olan türlerdir. Mayıs-Haziran döneminde, henüz canlı yeşil rengini korurken, sapın toprağa yakın bölümünden kesilir ve demetler halinde gölge ve havadar bir yere asılarak kurumaya bırakılır. İğne yapraklar gövdeden kolayca ayrıldığında kuruma tamamlanmış olur. Yapraklar ovuşturularak saptan ayrılır ve bir örgüye serilerek 1-2 gün boyunca tam olarak kurumaya bırakılır. Sonra ince kıyılır ve hava almayan kaplarda saklanır.
FAYDASI: Bu bitki, özellikle mesane ve böbrek hastalıklarında sağladığı başarılar sayesinde eski çağlardan beri tanınmaktaydı. Atkuyruğu, mesane ve böbrek rahatsızlıklarında, taş ve kum rahatsızlıklarında, benzeri bulunamaz ve yeri doldurulamaz bir şifalı bitkidir. Böbrek kumu, böbrek ve mesane taşlarında, sıcak atkuyruğu tam banyoları alınır ve aynı zamanda da atkuyruğu çayı içilir ve basınçlı bir biçimde boşaltabilmek için, idrar elden geldiğince tutulur. Taş, bu durumda genellikle düşürülür. Atkuyruğu oturma banyoları, dıştan yaptığı etki ile böbreklerin kan dolaşımını yoğunlaştırarak, onların gözler üstündeki basınçların azalmasını ve böylece görme bozukluklarının giderek düzelmesini sağlar. Kaşıntılı egzamalarda, kabuklu, iltihaplı, kılları dökülmüş olsa bile, atkuyruğu kaynama suyu ile yapılan banyolar veya kompresler büyük yardım sağlar. Kaynama suyu ile yapılan yıkamalar ve banyolar, dolamalara, bacaktaki açık yaralara, işleyen eski yaralara, çıbanlara, fistüllere, kıl dibi iltihaplarına karşı başarılıdır. Dinmeyen burun kanamalarında, bitki kaynama suyu soğutulduktan sonra, kompres biçiminde buruna uygulanır. Atkuyruğu çıban otu ile eşit karıştırılarak kullanıldığında, kan temizleyici özelliği sayesinde, atardamar sertliğine ve unutkanlığa başarılı olacaktır. Kepekli saçlar, atkuyruğu kaynama suyu ile her gün yıkanır ve saç diplerine zeytinyağı ile friksiyon (ovarak sürme) yapılır. Kepekler kısa sürede yok olacaktır. Binbir delik otu ile eşit oranda karıştırılarak demlenen atkuyruğu çayı günde 1-2 bardak içilip, akşamları da kuru yemek yendiğinde, yatağa işeme olayı önlenebilir.Bu çay aynı zamanda, bademcik iltihabı, ağız boşluğu ve dişeti kanamalarında ve iltihaplarında, fistüllerde ve polüplerde gargara biçiminde kullanılır. Kadınların beyaz akıntılarında, atkuyruğu oturma banyoları alınmalıdır.
Kullanım Biçimleri:
Çay Hazırlamak: Yarım veya bir tatlı kaşığı kurutulmuş ve ince kıyılmış bitki (ince saplı olan 3-6 mm, 25-60 cm yükseklik), orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 15-20 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-4 bardak aç karnına veya öğün aralarında soğutulmadan içilir.
Oturma Banyoları: Daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi, en iyisi, bataklık ve karasuluk yerlerde yetişen kalın saplı ve uzun boylu bitkinin (1-2 m) kullanılmasıdır. Bir banyo için, beş litrelik bir kova dolusu bitki gerekmektedir . Oturma banyolarında, böbrekler suyun içinde kalmalıdır. Banyo süresi 20 dakikadır. Banyodan sonra kurulanılmaz ve bir bornoza sarınarak bir saat kadar yatakta terlendikten sonra kurulanılarak, kuru iç çamaşırı giyilir. Oturma banyosu suyu, sonradan ısıtılarak, iki kere daha kullanılabilir. 4-5 litrelik bir kova dolusu taze bitki veya 100g kurutulmuş bitki, akşamdan 3-4 litre suya yatırılır. Ertesi gün kaynama derecisine kadar ısıtılır ve süzüldükten sonra küvet içindeki banyo suyuna eklenir. Banyo süresi 20 dakikadır! Banyo suyu böbreklerin üstüne çıkmalıdır. Banyodan sonra kurulanılmamalı ve bir bornoza sarınarak yatakta dinlenilmelidir.
Bitki Buğu Kompresi: İki avuç dolusu ince kıyılmış bitki bir süzgece koyularak, içinde su kaynamakta olan bir kabın üstüne yerleştirilir ve üstü kapatılır. Kompresin soğumamasına özen göstermek gerekir! Birkaç saat veya gece boyunca etkilememeye bırakılır..
Lapa Kompresi: Taze bitki iyice yıkanır ve bir tahta tablanın üstünde lapa haline gelene kadar ezilir.
Avokado
Çok kalorili olmasına rağmen içerdiği Glutathion süper bir hücre koruyucusudur, çünkü en iyi antioksidant tir. Antioksidantlar hücrelerin yaşlanmasını yavaşlatırlar ve kanseri önlerler. Tüm meyveler arasında protein bakımından en zengin olanıdır. Bol miktarda E vitamini de içerir.
FAYDASI: Bu vitamin kalp ve deriyi koruyarak dolaşımı düzene sokar. Ayrıca potasyum ve B6 vitamini de içerir. Kadınlar açısından çok gereklidir.
Ayçiçeği (Gündöndü)
Bileşikgillerden; büyük çiçekli bir bitkidir. Çiçekleri tabak şeklindedir. Rengi sarıdır. Tohumlarından yağ çıkarılır.
FAYDASI: Yağı, damar sertliğini giderir. Kurdeşen’in sebep olduğu kaşıntıları giderir. Esansı verem tedavisinde kullanılır. Kolestrol miktarını düşürür. Cinsel arzuları kamçılar (afrodizyak etkisi). Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Kalp, sinir hastalıkları ve iktidarsızlığı önlediği için iktidarsızlık problemi için de kullanılabilir.
Ayı Sarımsağı (Allium Ursinum)
İlkbahar müjdecilerinin en başta gelenlerinden biridir. Orman sarımsağı ve cadı soğanı isimleriyle de bilinir. Her ilkbahar, bize güneş ve sıcak için yeni bir umut getirir. İçimiz yine şenlenir, ilk yeşilliklerle sevinir ve bunların tümünün Yaradan'ın iyiliklerle dolu armağanları olduğunu düşünürüz. Bu yeni ve görkemli yeşillikle birlikte, bizler de, sağlık açısından hiçte küçümsenemeyecek derecede tazelik kazanabileceğimiz, bir doku yaşlanmasını yavaşlatma ve beden temizliği kürüne başlayabiliriz. Ayı sarımsakları, inci çiçeğininkini (Mayıs Çiçeği) andıran, neşter biçimindeki cilalanmış gibi parlayan taze yeşil yaprakları, saydam bir beyaz tabaka ile örtülü, uzunca bir soğandan çıkarlar. Üstünde beyaz çiçek yuvarlakları olan açık yeşil ve pürüzsüz sapı 30 cm kadar uzar. Ayı sarımsağı, yalnızca bitkisel topraklı, nemli çayırlarda, gölgeli ve nemli dere kıyılarında, çalılıkların altında, yapraklı ağaç ormanlarına yetişir.
Bitki daha görülmeden, keskin sarımsak kokusu çevreye yayılır. Bu koku ona yabani sarımsak adını da kazandırmıştır ve gerek inci çiçeğinin yaprakları, gerekse zehirli güzçiğdemi veya acıçiğdem (Otlak Safranı-Colchicum autumnale) ile karıştırılmasını kesinlikle önlemiştir. İlkbaharda, tabanı nemli ormanlıklar ayı sarımsağının taze ve yeşil yaprakları ile kaplanır. Nisanda, Mayısta ve bazen daha da erken yeşermeye başlar. Çiçekleri ise, ancak mayıs ortasında veya haziranda görülür.
Bitki, genellikle bildiğimiz sarımsağımızın özelliklerini paylaşır, ancak çok daha güçlüdür. Bu nedenle o, doku yaşlanmasını yavaşlatma kürü için vazgeçilemez bir bitkidir ve kronik deri hastalıklarına karşı da çok başarılıdır. Yapraklar kuruduklarında şifalı güçlerini yitirdiklerini için, taze bitki kullanımına önem verilmelidir. İnce kıyılarak, tereyağlı ekmeğin üstüne serpiştirilip yenebilir. Ayrıca, yine ince kıyılarak, aroma katkısı için çorbalara (kaynatılmadan), haşlanmış patatesin üstüne ve maydanozla tamamlanan daha başka yemeklere kullanılabilir. Yapraklar, ıspanak veya salata gibi de hazırlanabilir. Fakat, miktar fazla tutulduğunda rahatsız edici bir tat oluşturduğu için, ıspanak gibi pişirilmek istenildiğinde ısırgan otu ile karıştırılarak kullanılmalıdır Bitkinin genç yaprakları nisan ve mayısta, yani çiçeklenmeden önce, soğanı ise yaz sonunda veya sonbaharda toplanır.
FAYDASI: Ayı sarımsağı soğanı, aynen sarımsak gibi kullanılabilir. Mideleri duyarlı olan kişiler, yaprakları ve soğanı ince doğrayıp üstüne sıcak süt dökmeli, 1-2 saat beklettikten sonra, bu sıvıyı içmelidirler. Bitkinin iyileştirici gücüne bütün bir yıl boyunca sahip olmak isteyenler ise, bir ayı sarımsağı tentürü hazırlayabilirler. Bu tentürden her gün 10-12 damla, biraz suya karıştırılarak alınır. Bu damlalar, kusursuz bir zihin açıklığı kazanılmasına yardım eder, atardamar sertliğine karşı önlem yerine geçer. Ayı sarımsağı, sindirim sistemini çok olumlu etkiler. Aşırı ve kronik ishallerde, bunlar gaz ve kolik eşliğinde olsalar bile, oldukça etkili olabilir . Ayrıca, eğer bağırsak krampı veya yorgunluğu nedeniyle oluşmuşsa, kabızlıkta da çok başarılı sonuçlar verebilir. Kurtlar ve hatta bağırsak solucanları, bir süre ayı sarımsağı kullandıktan sonra yok olurlar. Bağırsakların çalışma randımanı artınca, yaşlı kişilerde görülen, hareketsizlikten veya bağırsakların doluluğundan kaynaklanan rahatsızlıklar da sona erer. Mideden kaynaklanan kalp düzensizlikleri, uykusuzluk, aynı zamanda, atardamar sertliklerinin veya yüksek olan kan basıncının yol açtığı baş dönmesi, kafada basınç ve soluk alma düzensizlikleri de azalır, basınç fazlalığı zamanla normalleşir. Ayı sarımsağı şurubu, sürekli balgam çıkaran ve bu nedenle soluk alma zorluğu çeken yaşlı kişiler için de faydalı olan bir iksirdir. Kronikleşmiş öksürüklerde bile göğsü yumuşatabilir ve böylece, soluk alma zorluklarını ortadan kaldırır. Genellikle yaşlı kişilerde oluşan ödemlerde ve akciğer rahatsızlıklarında bu iyileştirici şurup başarıyla kullanılabilir. Kullanılan taze yapraklar böbrekleri ve mesaneyi temizleyerek, idrar söktürür. Zor iyileşen yaralar, üstlerine taze bitki özsuyu sürüldüğünde hızla iyileşebilir. Bitki, kendisini özellikle sivilceli ciltlerde kanıtlamış bir kan temizleyicidir.
Kullanım Biçimleri:
Aroma ve Baharat: Taze bitki yaprakları, maydanoz gibi doğranarak, tereyağlı ekmeğin, çorbaların, salataların ve et yemeklerinin üstüne serpiştirilir.
Ayı Sarımsağı Tentürü: İnce doğranmış yapraklar veya soğanlar, bir şişenin boğazına kadar gevşekçe doldurulur, üstüne, bitkileri aşacak miktarda, iyi kaliteli konyak eklenir ve 14 gün güneşte veya sıcak bir ortamda, arada bir çalkalanarak bekletilir ve sonunda süzülür. Günde 4 kere, biraz suyun içine 10-12 damla karıştırılarak alınır.
Ayı Sarımsağı Şurubu: Bir avuç dolusu ince kıyılmış bitki yaprağı, iki bardak dolusu beyaz şarap içinde kısaca kaynatılır, isteğe göre, bal veya reçelle tatlandırılır ve gün boyunca yudumlanarak içilir.
Ayı Üzümü (İt Üzümü)
Fundagillerden; küçük taneler halinde kırmızı renkli yemişleri olan, tüylü bir bitkidir.1-3 metre yüksekliğindedir. Her mevsimde yaprakları vardır. Makilerde bulunur. Dalları kırmızımtırak kahverengidir. Yaprakları şimşir yapraklarına benzer. İçinde Hydrochinone vardır. Sonbahar aylarında toplanıp kurutulur. Çiçekleri pembe salkımlar halindedir. Ev ilaçlarında yaprakları kullanılır.
FAYDASI: Kuvvet verir. İshali keser. İdrar yollarını temizler. İdrar söktürür. Ateşi düşürür. İdrar yollarındaki taşların düşmesine yardım eder. Prostat büyümesinden kaynaklanan şikayetleri giderir.
Aylandız (Kokar Ağaç)
Sedef otugillerden; bir çeşit süs ağacıdır. Çiçekleri uzun salkım şeklindedir. Kokusu keskindir. Meyveleri sonbaharda dökülmeden önce kızarır.
FAYDASI: Bağırsak solucanlarını düşürür.
Aynı Safa (Calendula Officinalis)
Ülkemizde (Türkiye) yetişen bitkiler arasında çok önemli bir yere sahiptir. Bu şifalı bitki ayrıca, altıncık, ölü çiçeği, tıbbi öküzgözü, nergis , portakal nergisi ve tıbbi nergis olarak da anılır ve sokak çiçekçileri onu susi adı ile de tanırlar. Bir bahçe çiçeğidir o. 50 cm kadar uzar, çiçek renkleri sarıdan portakal rengine kadar değişir, sapı ve yaprakları etlidir ve tutulduğunda, sanki yapışkanmış gibi hissedilir. Bitki, çiçekleri, yaprakları ve sapları ile toplanır ve kullanılır. Fakat, güneşin en yakıcı olduğu zamanda toplanması gerekir, çünkü, bitkinin şifalı gücü ancak o sırada doruğa ulaşmış olur. Sonbahar sonlarına kadar bahçelerden taze olarak toplanabilir.
Bileşim: Calendula-sapogenin, eterli yağ, saponinler, glikozitler, carotinoid, xantophyll, müsilaj, flavonlar ve organik asitler içerir.
FAYDASI: İltihap giderici, antibakteriyel, sıkıştırıcı/büzüştürücü, yara iyileştirici, mantar hastalığını iyileştirici, safra salgılarını artırıcı, kramp çözücü, lenf sistemini temizleyici, adet kanamalarını artırıcı
Kullanım Alanları: Aynı safa, lokal deri problemlerinin dıştan tedavisinde kullanılan en önemli bitkilerdendir.
Kullanım Biçimleri:
Çay Hazırlamak: Yarım tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 3 bardak çay yeterlidir. Dıştan kullanım için hazırlanan çay için iki misli bitki kullanılmalıdır.
Aynı safa Tentürü: İki avuç dolusu ince kıyılmış bitki (sap, yaprak, çiçek) 1 litre kanyak veya elma sirkesi içinde 14 gün boyunca güneşte veya sıcak bir ortamda, arada bir çalkalanarak bekletilir. Süre sonunda tülbentten geçirilerek süzülür ve koyu renkli bir şişede saklanır. İçten kullanımlarda, D2 inceltisindeki tentür günde 3-5 kere, 15-20 damla, yarım kahve fincanı suya eklenerek alınır. Dıştan kullanımda D1 inceltisindeki tentür, yarım bardak ılık suya 1 tatlı kaşığı eklenerek, kompres veya yıkama biçiminde kullanılır.
Oturma Banyosu: İki avuç dolusu taze veya 100g kurutulmuş bitki, geceden 2 litre suya yatırılır. Ertesi gün, kaynama derecesine kadar ısıtılır, 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.
Aynı safa Merhemi: İki avuç dolusu ince kıyılmış taze bitki (sap, yaprak, çiçek) hazırlanır. 500 gr içyağı veya margarin, kızartma yapılacakmış gibi kızdırılır ve içine bitkiler dökülür. Çıtırdaması beklenir, karıştırılır ve ateşten çekilir. Üstü kapatılarak, serin bir yerde gece boyunca bekletilir. Ertesi gün hafifçe ısıtılır, bir tülbentten geçirilerek süzülür ve merhem kaplarına aktarılır. Serin bir ortamda saklanmalıdır. uzun süre dayanmaz.
Özsu Çıkarma: Yaprak, sap ve çiçekler iyice yıkanır, ince doğranır ve henüz nemliyken, mutfak robotunda suyu sıkılır.
Kompres: Kompres yapılacak bölgeye önceden yağlı bir krem sürülür, uygun büyüklükte bir pamuk veya bez parçası inceltilmiş tentür ile ıslatılır, sıvının fazlası sıkılır ve nemli pamuk veya bez hasta bölgeye konur ve yayılır, üstü bir naylon parçası ile örtülür ve hepsi büyük bir bez veya sargı bezi ile sarılır. Kompres süresi 2-4 saat olabilir, ama gece boyunca da sürebilir. Önemli olan kişinin kendisini rahat hissetmesidir.
Kaynama Suyu (Yıkamalar için): Çeyrek litre suya bir yemek kaşığı dolusu bitki kullanılır.
Ayrıkotu (Ayrık Kökü)
Buğdaygillerden yabani bir bitkidir. Sarımtırak beyaz renkteki kökü kullanılır. İlkbahar ve sonbahar aylarında toplanıp, kurutulur. Mekke ayrığı denilen çeşidi de, ayrıkotunun özelliklerini taşır. Domuz ayrığı ise, zararlıdır.
FAYDASI: İdrar söktürür. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesinde yardımcı olur. Buralardaki iltihapları da giderir. Albümini atar. Nefrit ve nikriste de faydalıdır.
Ayva (Sefearcel)
Gülgillerden çiçekleri iri ve pembe renkli; yapraklarının altı tüylü, orta yükseklikteki bir ağacın meyvesidir. Ayva; limondan büyük, sarı renkte, tüylü, mayhoş, dokusu sertçe ve ufak çekirdekli bir meyvedir. Vitamini boldur. Çiğ yenilmesi tavsiye edilmez. Komposto veya jöle yapılarak veya külde pişirildikten sonra yenmesi uygundur.
FAYDASI: İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Karaciğer tembelliğini giderir. Safra akışını sağlar. Çarpıntıyı dindirir. Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Bronşit, müzmin öksürük ve veremde faydalıdır. Ağızdan su gelmesini ve kan kusmayı önler.
Vücudun gelişmesine yardım eder. Merhem yapılarak kullanıldığı takdirde; el ayak ve meme ucu çatlaklarını, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir. Egzama kaşıntılarını ve basur memelerinin doğurduğu şikayetleri giderir. Kabızlık çekenler ve tansiyonu yüksek olanlar yememelidir.