En acayip Türk batıl inançları
En acayip Türk batıl inançları şu şekilde sıralanabilir.
• Ayakkabının ters gelmesi hastalığa işarettir.
• Ocak ayının birinci günü görülen kimse sana iyi gelirse o yıl yaşarsın, iyi gelmezse hasta olursun
• Cuma günü ana rahmine düşen çocuk bilgili olur.
• Pazartesi başlanan işler ağır gider.
• Bir erkek iki kız arasından geçerse köse olur. Bir adam iki kadının arasından geçerse sözü geçmez.
• Odanın ışığını evin erkeği yakarsa o ev daima nur içerisinde ve bereketli olur.
• Kadının yolda erkeğin önünü kesmesi uğursuzluktur.
• Bir kadın iki erkeğin arasından geçerse çocuğu olmaz.
• Yarım çay içen kadın dul kalır.
• Ava gidecek kişinin önünden kadın geçerse avlanamaz. Bundan dolayı o kişi ava gitmekten vazgeçer. Ava giden kişinin arkasından karısı süpürge atar.
• El yıkanırken önce sağ elden başlamalı, önce sol elden başlamak uğursuzluk getirir.
• Çorap giyilirken ayağın Kıble'ye doğru uzatılması doğru değildir.
• Sağ avuç kaşınırsa para gelir, sol avuç kaşınırsa elden para çıkar.
• Akşam tırnak kesilmez.
• Akşam sakız çiğnenmez, akşam çiğnenen sakız ölü etidir.
• Hamile kadın aş ererken neye bakarsa doğacak çocuk ona benzeyecektir.
• Gece gizlice ay ışığında, gölgede yıkananlar ay gibi parlak olur.
• Yıldız kaydığında bir insan ölür.
• Dolunayda doğan çocuk uğurludur, geleceği ışıklıdır. Dolunayda doğan kızlar ay gibi parlak ve güzel olur.
• Gece aya doğru tükürmek, sövmek uğursuzluk getirir.
• Güneş güzele vurur.
• Kırklı kadın evden fazla uzaklaşmaz.
• Kırklı çocuk yalnız bırakılacağı zaman başucuna bıçak, soğan, sarımsak bırakılır.
• Hıdrellez günü dikiş dikilmez, ağaç, bitki kesilmez, canlı öldürülmez. Bunlar yapılırsa yeni doğacak ne varsa anasının karnında hıdırellez eğrisi olur.
• Gece aynaya bakanın ömrü kısa olur. Gece ıslık çalmak günahtır. Akşam kapının önü süpürülmez.
• Bayram günü tıraş olunmaz.
• Arife ve bayram günü ağaç kesilmez.
• Gece göle girmek iyi değildir. Geceleri cinler, peri kızları gölde yıkanırlar. Geceleri su üzerinden atlanmaz.
• Kaynayan suya bıçak sokulmaz.
• Akşam soğan yenen yere melekler gelmez.
• Bir kişi gerdeğe girmeden önce yanlışlıkla kediye basarsa başarısız olur.
• Köpeğin vakitsiz gece havlaması, horozun vakitsiz ötmesi, öküzün gece böğürmesi kötü şeylere işarettir.
• Köpek havaya doğru bakarak havlarsa kan dökülecek demektir.
• Tavuğun horoz gibi ötmesi uğursuzluktur, öten tavuk kesilir.
• Kediyi Hz. Ali sıvazladığı için hiçbir zaman sırtüstü düşmez.
• Ev yılanı o evin bekçisidir.
• Kurtlar uluyunca inekleri yemesinler diye gökten ağızlarına yiyecek düşer.
• İlk yaylaya çıkışta sığırların ortasından bir yabancı geçerse sığırlar hamile kalmaz, doğum yapmazlar.
• Çakal uluyunca yere tükürmek gerekir, yoksa insanın başına bir yıkım gelir.
• Bıçakla ekmek kesilmez, evin bereketi kaçar.
• Ekmek kırıntılarını yere atmak, ayakla çiğnemek evin bereketini götürür.
• Bir kişinin üzerinde dikiş dikilirse o kişinin kısmeti bağlanır.
• Bismillah demeden yemek yiyen kişi doymaz. Şeytan da onunla birlikte yemek yer.
• Kapının önünde oturan kişi iftiraya uğrar.
• Duvar dibinde uyumak iyi değildir, insan çarpılır.
• Evin içerisi temiz olmazsa oraya melekler değil şeytanlar gelir.
• Nisan yağmuru zemzem suyu gibidir, uğurludur. Nisan yağmurunda ıslanmak insana sağlık verir.
• Gökkuşağının altında bir erkek geçerse kız, kız geçerse erkek olur.
• Dolu ilk yağdığında birkaç tane yemek sağlığı iyi gelir.
• Beş taş oynamak kuraklığa işarettir.
• Şimşek çaktığında yere bıçak saplanır.
• Ateşe tükürmek, ateşe sövmek, ateşe tırnak atmak, su dökmek uğursuzluk getirir.
• Sabah evinden başkasına ateş verenin ocağı söner.
• Tencerede su boşuna kaynarsa düşmanlar çoğalır.
• Hastalanan hayvanları ateşten geçirmek iyidir.
• Külün üstüne su dökülmez, işenmez.
• Karaağaçtan beşik, sandık yapılmaz.
• İncir ağacının altında uyuyanları şeytan alır götürür
• Tarlada zina yapılırsa bereket olmaz.
• Üzümün tanesini, karpuzun sap kısmındaki kabuğunun içini yiyenler yetim kalır.
• Ekin ekili tarlada işenmez, cinsel ilişkide bulunulmaz.
• Çocuğun bezleri yabani ağaca asılırsa çocuk yabani olur.