TÜBİTAK füze yakıtı üretti
TÜBİTAK, Türk savunma sanayisinin dışa bağımlılığını azaltacak önemli bir projeye imza attı.
Savunma sanayinde önemli projelere imza atan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), şimdiye kadar milli seyir füzesi, beton delici bomba, akıllı bomba, lazer güdümlü füze dedektörü, füze ve güdüm kitlerinde kullanılan ısıl pillerini yerli olarak geliştirerek Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanımına sundu. Kurum mühendisleri son olarak dünyada sadece gelişmiş birkaç ülkenin üretebildiği füze yakıtını yerli imkanlarla geliştirmeyi başardı. JP-10 kodlu yakıt, TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME) araştırmacılarının 2 yıllık çalışması sonucu geliştirildi ve enstitünün altyapı imkanları kullanılarak mini pilot tesiste üretilmeye başlandı.
Tesiste üretilen 100 litrelik JP-10 sentetik yakıtı, geçtiğimiz aylarda ROKETSAN A.Ş.’ye araştırmalarında kullanmak üzere teslim edildi. Özel reaktörlerde bir dizi kimyasal reaksiyon ile üretilen füze yakıtı, kalite açısından da sınıfı geçerek uluslararası standartlara uygunluk sertifikası aldı.
Dünyadaki En İyi Füze Yakıtı
Yüksek itme gücüne sahip olan ve uluslararası standartlara uygunluk sertifikası alınan JP-10 füze yakıtının, dünyada üretilen en iyi füze yakıtı olduğu söyleniyor. Milli füze SOM’un yakıtı olarak da kullanılabilecek JP-10, yeni geliştirilecek tüm turbojet motorlu füzelere uygulanabilecek. Böylelikle savunma sanayinde dışa bağımlılığın azaltılması sağlanacak.
Günde 100 litre...
TÜBİTAK UME’de kurulan mini füze yakıtı tesisinin günlük 10 litrelik kapasitesi bulunuyor. Şu anda manuel sistem olan pilot üretim tesisinde yapılan optimizasyon çalışmalarıyla bilgisayar kontrollü tam otomatik pilot tesis kurulması için gerekli olan bütün hazırlıklar yapıldı. TÜBİTAK UME bu yeni pilot tesis için fizibilite çalışmasını tamamladı. Kurulacak olan yeni tesiste üretim kapasitesi günlük 100 litreye kadar çıkabilecek. Böylelikle litre maliyeti de düşürülmüş olacak.
Hem pahalı hem temini zor
Öte yandan şimdiye kadar ithal edilen füze yakıtının litre fiyatı ucuz olmasına rağmen astronomik fiyatlarla karşılaşılıyordu. Fiyattan daha önemlisi ise belli başlı gelişmiş ülkelerin üretmesi ve satarken bazı şartlar koşması nedeniyle istenilen an temin edilemiyordu. Stratejik açıdan önem taşıyan ürünün yerli olarak üretilmesiyle bunun gibi problemler ortadan kalkacak.