Prof. Dr. Özgür Demirtaş'a Türkiye ekonomisi hakkında mektup

Prof. Dr. Özgür Demirtaş'a Türkiye ekonomisi hakkında mektup

2020 Ekim sonunda, ünlü ekonomi profesörlerimizden sayın Prof. Dr. Özgür Demirtaş, sosyal medya üzerinden Türkiye ekonomosi hakkındaki düşüncelerini paylaştığı bir video yayınladı. Kendisinin düşüncelerini yıllardır takip eden birisi olarak, Türkiye'de yaşanan bazı gerçekleri göz ardı ettiğini düşünüyorum.

Bu sayfada, Türk Lirası'nın güncel durumu ve geleceği hakkında neden kendisinden farklı düşündüğümü, kendisine internet üzerinden açık bir mektup yazarak açıklamaya çalışacağım.

Öncelikle, sayın Prof. Dr. Özgür Demirtaş'ın kendi youtube kanalından paylaştığı video'yu izlemenizde fayda var. Haydi, ders gibi hazırlamış olduğu bu video'yu hep beraber izleyelim. Ardından, video'nun hemen altında yer alan maktubumu okuyabilirsiniz...

Merhaba Özgür Hocam,

Ekonomi konusundaki paylaşımlarınızı elimden geldiğince takip ediyorum. Yapısal reformlar, eğitim kalitesinin arttırılması, vb. konularında fikirlerinize tamamen katılıyorum.

Ancak, TL'nin güçlenmesi için yapılması gerekenleri sıralamaya başadığınızda sizden kopuyorum. Şu anda ülke ekonomisini yönetenlerle aynı problemler üzerinde odaklanmıyorsunuz, aynı hedef ve amaçları paylaşmıyorsunuz. Ekonomi yönetimi, para birimimizin değerini güçlendirmeyi zaten denedi ve bunun zararını cari açık olarak fazlasıyla gördük.

Hemen örneklerini vereyim:

• 200 TL'si olan 100 €'a çevirip, Kavala'da kahvaltı yapmaya gitti. 500 TL'si olan 250 €'ya çevirip Paris'te akşam yemeği yemeye gitti. Zenginiz arkadaş, var ki gidiyoruz...

• Giyim sektörü, 20 TL'ye satacakları bir t-shirt'ü, ülkemizde üretim yapanlardan 8 TL'ye almak yerine 2$ = 3 TL'ye Çin'e yaptırmaya başladı. Parayı dışarı veririm, ülke umrumuzda değil dediler. Şimdi 2$'a yaptırsınlar bakalım!

• Fakir insanımız 2-3 asgari ücret biriktirip IPhone almaya başladı. Sanki Facebook dışında kullandığı birşey var. Ama karşı cinse zengin görünecek ya!

• TL güçlendiğinde araba markaları da BMW, Mercedes ve Audi'ye dönüşmeye başladı. En kıytırık yöneticinin arabası bile Alaman oldu.

• Edirne'deki insanlarımız gidip Bulgaristan marketlerinden alışveriş yapmaya başladılar. TL çok güçlü, Bulgar'lar fakir. Para dışarı çıkarsa çıksın, kimin umurunda...

• Etraf Çin'in sarı mektuplarından geçilmez hale geldi. Bu nasıl bir zenginliktir kardeş? Ne üretip ne sattın ki, bu kadar harcama hakkını kendinde bulabiliyorsun?

2008-2009 krizini göz ardı edersek, 2011 yılına kadar cari açıkta ülkemiz ve halkımız resmen ekonominin içine etti. Bildiğiniz gibi bizim insanımız fırsatçı ve kolaycıdır. Şirketlerimizin davaranışı da insanımızın hayat felsefesinden pek farklı değildir. Ülke istediği kadar zarar görsün, kimsenin umurunda olmadığı bir dönemi birlikte yaşadık. Zenginleştik, ama ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı bilemedik, nasıl birikim yapılır bir türlü öğrenemedik...

Ben bu sebeplerle, ülkemizi yönetenlerin bilinçli olarak Türk Lirası'nın değerini düşürdüklerini, bu sayede cari açığı azalttıklarını, turizm gelirlerini arttırdıklarını görüyorum. Şirketleri bir eğitim sürecine soktuklarını, üretimi ülkemizde yaptırıp dışarıya satış yapmayı kafalarına vura vura zorla öğrettiklerini görüyorum. Hem de oy kaybedeceklerini bile bile bunu yapıyorlar. Çünkü, halkımız ve geleceğimiz için bu gerekli.

Sağa sola bağırıp, kavga ediyorlar. Diğer ülkelerden sürekli birşeyler istiyorlar. İstediklerinin bir kısmını alabilsek kar gözüyle bakıyorlar. Ağlamayan çocuğa kim meme verir ki? Merkez bankasına ve faize laf edip duruyorlar, ve bunun sonucunun ne olacağını iyi biliyorlar. Bu sayede, TL'nin değerini düşürerek az önce bahsettiğim faydaları sağlamış oluyorlar. Bugün ben de ekonominin başında olsam; enerji, otomobil, uçak, vs. gibi ağır sanayi gelirlerimizi arttırana kadar bu şekilde devam ederdim.

Sizin bakış açınıza göre, reformlar sayesinde en iyi yılları yaşadağımız 2003-2007 arasında,
benim bakış açıma göre, ekonomimizin en çok açık verdiği, aslında ekonomimizin en çok zarar gördüğü yılları yaşadık. Eğer o yıllarda bu kadar fazla açık vermeseydik, şu anda ekonomik anlamda çok daha rahat bir dönem yaşıyor olurduk. Sonuç olarak, sizden farklı olarak şu an Türkiye reformlara devam etse ve sağa sola saldırmaktan vazgeçse, ekonomik sistemimizin çok daha büyük zarar göreceğini düşünüyorum.

Ekonomi teorisindeki bilinen, denenmiş, ispatlanmış tüm iddialara rağmen; bazılarının neden sizden farklı düşündüğünü ve yukarıdaki saçma gibi görünün sonuca ulaşabildiklerini sizinle paylaşmak istedim. Vaktiniz için teşekkürler...

Beycan


3 yıl 6 ay önce eklendi

Prof. Dr. Özgür Demirtaş'a Türkiye ekonomisi hakkında mektup Cumhurbaşkanlığı sistemine neden EVET demelisiniz? Avusturya'nın Wiener Neustadt şehrinde Türk bayrağı asma yasağı Polis silahı gencin başına dayayarak gözaltına aldı haberi Finans piyasalarında kullanılan A-book, B-book, C-book ne demektir? İstanbul'da ev almalı mıyım? Atatürkçülüğün Türk Toplumu İçin Önemi Akıllı telefon bağımlısı mısınız? Borsaya giren Facebook'un hedefi 100 milyar dolar Kore devinden gazilerimize vefa! Dinozorlardan bile eski kertenkele izi bulundu Uzayda teorileri altüst eden enerji İsrail, Türkiye'yi kuşatma provası yapıyor Bulgaristan'la ticaret 10 milyara çıkarılacak Libya'da NATO'nun sivil bölgelere saldırısında 15 kişi öldü Türk Telekom, işte özel sektörün farkı Kudüs olayına iki farklı bakış açısı, gene Davutoğlu Bilimsel makale yazma kılavuzu Cari Açık Nedir? Ülkemizce eğitim dili TÜRKÇE olmalıdır; çünkü
1
2
3
4
5
6
7
8