Kısa kısa, monolog örnekleri
Monolog kelimesi Fransızca kökenli bir kelimedir ve Monolog kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;
1. isim, tiyatro. Bir oyunda, kişilerden birinin kendi kendine yaptığı konuşma.
2. tiyatro. Bir kişinin dinleyicilere anlattığı, genellikle güldüren olay.
"Sünnet çocuklarını eğlendiren orta oyunu fasılları arasında tuhaf monologlar söyleyerek cemaati eğlendirir." – O. C. Kaygılı
3. Çevresindekilere fırsat vermeden bir kimsenin yaptığı konuşma.
Monolog Örnekleri
Bıktım bıktım vallahi bıktım
Bana küçük demelerinden bıktım
Birisi bişey soracak mı,
Hişşşşt küçük buraya bak derler
Yaramazlık yaptım mı,
Büyüdün artık ayıp derler
Büyük müyüüüüüüüm
Küçük müyüüüüüüüm
Bunu anlamak için günlerce düşündüm
Sonunda buldum babamın yatak odasına gizlice girip giysilerini giydim
Şimdide bana küçük desinler de görelim bakalım
Düşündüm Bile
Büyüyünce ne mi olacağım?
-Bana sorulmadan benim adıma verilen kararları dinleyin önce.
Dedem : Subay olacak sın diyor.
Ninem: Ne yapacaksın subaya olup da.Bizim gibi oradan oraya gezeceksin. Mühendis ol evler yap. Beni de bu eski evden kurtar diyor.
Teyzem,söze doktor olacak benim oğlum diye başlıyor. Doktor olup teyzesini tedavi edecek diye bitiriyor.
Amcam, futbolcu olmamı istiyor.
Babam da sürekli zengin ol oğlum zengin ol diyor.
Anneme göre ise ya topçu, ya popçu olmalıymışım.
Asıl ben mi ne düşünüyorum?
Düşündüm bile öğretmen olacağım.Öğretmen olup mutlu yaşayacağım.
SAVRUK
Beni izleyenlere merhaba
Şu halime bir bakın
Sonra bana hak verin
Bunları iyi kullanmam gerekiyormuş
Hele ayakkabılarım için neler demediler ki
Top oynamamalıymışım
Sebep eskirmiş
Ağaçlara tırmanmamalıymışım
Sebep Yırtılmasın
Harçlığımı biriktirmeliymişim
Sebep bitmesin
Eeee..Bütün bunları zaten yapıyorum
Yinede bana savruk diyorlar
Ama siz onlara aldırmayın
Haydi size iyi günler
Hoşçakalın
MERDİVEN
Bu sabah erken erken
Haylazca koşa koşa
Merdivenden inerken
Ayağım gitti boşa
Pat diye düştüm yere
Ağladım avaz avaz
Başım kolum sarıldı
Annem babam darıldı
Şu halime bir bakın
Koşmayın sizde sakın.
HAPŞU
Geçenlerde yağmur yağmıştı ya.İşte o gün okula erken gelmiştim.Birde ne göreyim.Çatı akmıyor mu?
Hemen çatıya çıktım. Kırk kırık kiremidin kırkının da yerine kırk kırmızı kırılmamış kiremit koydum.
Derken ayağım kaydı yağmur sularına kapıldım.Yağmur oluğundan aşağı aktım.Sokaklardan akarak geçtim.Kendimi temiz bir denizde buldum.
Kırmızı bir balığın karnında kırk gün ateş yaktım yinede zor kurudum.
Derken efendim,balığı öksürük tuttu.Onu bir başka balık yuttu.Balıkçılarda onu tuttu.Beni de hapşırık tuttu.
Hapşu diye hapşırdım
Hapşırığıma uyandım.
Obur
Bana obur diyorlar. Tuaf şey
İnsan yemeyi, içmeyi severse
Obur mu olur muş efendim?
Geçen gün bahçede oynuyordum
Hava da çok güzeldi
Bir güzel koku bahçeye yayıldı
Usulcacık mutfağa uzandım
Baktım annem harıl harıl
Bir şeyler hazırlıyor
Yavaşça bir tabak aldım
Aman ne nefis ayva reçeli
Bir tabak bir tabak bir tabak daha
Derken tencere boşaldı
Şimdi siz söyleyin ben obur muyum?