Son dönemde ülkemizde yapılan özelleştirme politikasının yararları
Bazı kesimlerden, devletin tüm mallarının satıldığı ve geleceğimizin yok edildiğine dair eleştiriler geliyor. Sanki yapılan özelleştirmeler, sadece belirli bir kesim için yapılıyor. Size, bize hiç faydası yokmuş gibi...
Gelin konuyla ilgili olarak aşağıdaki birkaç maddeyi beraberce okuyalım:
1. Ailenizin borcu varsa! ve o borç yüzünden sürekli başkalarının boyunduruğu altında kalıyorsanız, size önerim: elinizde ne var ne yok, hepsini satın ve yepyeni ve mutlu bir hayata başlayın.
Burada bahsettiğim borç devlet borcudur, yani merkez bankasının borcudur. Özel sektör ya da yerel belediye borçlarından bahsetmiyorum. Merkez Bankası borçlu olmamalıdır. Emekli maaşlarını ödemek için başkalarına yardım dilenmemelidir. Başkalarının boyunduruğu altına girmemelidir.
Ancak, özel sektör tam tersine mümkün olduğu kadar çok borçlu olmalıdır. Yurt dışındaki bankalardan borç almalı ve başkalarının kullanamadığı bu paraları kullanarak iş çıkarmalıdır. Gidin dünyanın en gelişmiş ülkelerinin özel sektör borç stoklarına bakın... Mercedes, Arap zenginlerinin paralarını kullanarak yeni bir fabrika açtığında kar yapmayacağını mı sanıyorsunuz? Ya da bunun Alman ekonomisi için bir başarısızlık mı olduğunu düşünüyorsunuz?
2. Yapılan özelleştirmeler satılma değildir. 49 yıllığına, 25 yıllığına, 16 yıllığına, ... yapılan kiralamalardır. Yani devletimiz gücünden ve birikiminden hiçbir şey kaybedilmemektedir. Emin olun, 20 yıl sonra bu kiralama süreleri dolduğunda, tekrar kiralamak en mantıklı seçim olacaktır. Devlet işletip zarar edeceğine, kar eden bir kurumdan vergi almalıdır. Bu işin yöneticisini, memurunu, koalisyon hükümetinde ne olacağını düşünmemelidir.
3. Hepimiz ülkemizin kronik sorunlarını çok iyi biliyoruz. Şu sözleri hatırlayın: "devlet deniz, yemeyen keriz", "kapağı at, sonra yat", ... Özel sektör bir şekilde bu işin önüne geçmeyi bilir :) Adama yedirmezler yani!
Yapılan bu özelleştirmeler, bir bütün olarak Türkiye sınırları içerisindeki işgücünün daha etkin bir şekilde kullanılmasını sağlar. Özelleştirmeler sayesinde, yatan adama, iş yürütmeyi bilmeyen kişiye kaynak ayrılmaz. Özel sektör, devlet gibi değildir. Boş boş oturmaya izin vermez. Katkı sağlayan kişiye de karşılığını devletten daha iyi verir.
4. Yapılan özelleştirmelerden birkaç örnek verelim:
- Türk Telekom: Özelleştirmenin ardından son yılların en hızlı büyüyen şirketlerinden biri haline geldi. Şu anda Avrupa fiberoptik altyapısının bir kısmının sahibi, bize 256 kbit'in çok çok üzerinden bağlantı hızları sunabiliyor. Hem kâr eden bir kurum haline geldi, hem de devletimize büyük miktarlarda vergi veriyor ve kaynak sağlamış oluyor.
- Yap-İşlet-Devret modelleri: İstanbul-İzmir otoyolu gibi büyük bir projeyi devletin yapması zordur. Çünkü, işi devlet yaptı mı bu işten çok kişi para kazanır, memuru zor çalıştırırsın, merkez bankasındaki paramız gider, proje uzun sürede bitirilir, ... Oysa özel sektör bu işi çok daha ucuza yapar ve kısa sürede bitirir. Hem halk için kısa sürede fayda sağlanır, hem daha kısa sürede vergi ödemeleri başlar, hem de devletin büyümesine yarar sağlanmış olur. Özel sektörün kendi bulacağı parayla işgücü oluşturulmuş olur, yani işsizlik azalır.
- Liman, santral, fabrika, ... özelleştirmeleri: Aynı Türk Telekom gibi, vatan toprağı içinde az kişiyle çok iş yapılmasını sağladığından bu kurumların özelleştirilmesi de devletimize ve ekonomimize yarar sağlar.
- Peki THY, TRT, ... niye özelleştirilmedi: Bazı kurumların başına, başarılı yöneticiler getirilerek dünya çapında ülkemizin etkisi arttırılmaya çalışıldı. Eskiden zarar etme noktasındaki bu kurumlar, şu anda ne duruma geldi? THY dünya çapında bir dev olurken, TRT tüm dünyaya ülkemizi tanıtan bir medya organı haline geldi. BBC, CNN gibi medya kuruluşlarının kendi gerçeklerini dünyaya istediği gibi anlattığını bilirsiniz. İşte TRT de İngilizce, Arapça, ... dillerinde yaptığı yayınlarla aynı şekilde bizim gerçeklerimiz olacak! Devlet bütün elindeki şirketleri bu şekilde kontrol edemez, çünkü haksız kazançları takip etmek çok zordur. Ama birkaç tanesi için elinden gelenin en iyisini yapabilir. İşte bu kurumlarda da bu uygulamayı görüyoruz.
- ...
5. Devlet görevlileri (memurlar) şirketleri nasıl yöneteceğini, piyasa savaşında nasıl yer alacağını düşünmek yerine; vergi ve usulsüzlük kontrollerinde uzmanlaşmalıdır. Böylece ülkemiz elindeki iş gücünü en etkin şekilde kullanmış olur. Devlet, işlerin düzgün yönetildiğini takip etmeli, halkın memnun olmasını sağlamalı, vergi denetimini güvenilir bir şekilde yürütmelidir. Elindeki tüm işgücünü buna ayırırsa, hepimizin menfaatine olacaktır.
SONUÇ olarak diyeceğim şudur ki: Keşke bu özelleştirme politikaları diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi onlarca yıl öncesinde başlasaydı. Çok daha öncelerden yollarımız yapılmış, şirketlerimiz özel sektör tarafından büyütülmüş, ülkenin ekonomisi kalkındırılmış; devlet teftiş işlerinde uzmanlaşmış, kaçakçılığı ve haksız kazançları önlemiş olsaydı...