Egzama nedir, nasıl tedavi edilir?
Egzama; çeşitli iç ve dış faktörlerin sonucunda, derinin iltihabi cevabı olarak ortaya çıkan klinik tabloların genel ismidir. Hastaların çoğunda ortak klinik özellikler gösterirler.
Egzama (dermatit) en yaygın cilt hastalıklarından biridir fakat aynı zamanda, sebepleri ve kesin tedavisi ile ilgili de tıp dünyasının net konuşamadığı bir rahatsızlıktır. Egzamada cilt, vücut kaynaklı veya çevresel faktörler nedeniyle savunmaya geçerek iltihap yoluyla tepki verir.
Ciltte kaşıntıya, döküntüye, kızarıklığa, kuruluğa ve çatlamaya yol açan bir durumdur. Sinirsel, alerjik, yağlı deri, temas egzaması gibi farklı egzama türleri vardır. En yaygın türü, ‘atopik dermatit’ olarak da bilinen, alerjik egzamadır ve daha çok kalıtsal olduğu düşünülür. Hastalarda genellikle benzer belirtiler görülür. Ciltte kabarma, tahriş ve kaşıntı en çok görülen şikayetlerdir.
Stres egzaması nedir?
Deri; kişinin iç ve dış ortamları arasında bir sınır oluşturan, duygularımızın ve reaksiyonlarımızın yansımasında önemli rolü olan bir organdır. Yapılan araştırmalarda; dermatolojik hastalıkların yaklaşık yüzde 40'ında, eşlik eden bir psikolojik bozukluk olduğu görülmektedir. Strese bağlı olarak ortaya çıkan deri hastalıkları arasında en sık görüleni ise "stres egzaması" olarak da bilinen "liken simpleks kronikus"tur.
Egzama kimlerde görülür?
Egzaman son derece yaygın bir hastalıktır. En sık görüldüğü yaş grubu 30-50 yaş aralığıdır. Kadınlarda, erkeklerden daha sık görülür. Hastalık, obsesif kişilik yapısına sahip kişilerde ve alerjiye yatkınlığı olan bireylerde daha sık görülür.
Egzamanın belirtileri nelerdir?
Bu hastalık; başlangıçta görünür herhangi bir bulgu olmaksızın, kişinin kaşıntı duyması ve sürekli kaşıntı ve sürtünme sonucu ortaya çıkan belirtilerle karakterizedir. Kaşınan bölgelerde zamanla kızarıklık, kepeklenme ve deride kösele benzeri kalınlaşma ile birlikte pul pul deri dökülmeleri ve kabuklu yaralar ortaya çıkar. Egzama ilerlerse, bu bölgelerde zamanla sulantı, ağrı ve açık yaralar ortaya çıkabilir. Daha da ilerlerse bu yaralardan deriye giren bakteriler enfeksiyona yol açabilir. Tedavi edilmezse kaşıntı sürekli bir hal alır ve giderek vücudun değişik yerlerine yayılır.
Egzama, vücutta nerelerde oluşur?
Vücudun herhangi bir yerinde görülebilmekle birlikte; en sık saçlı deri ense sınırında, sırtta kürek kemiklerinin üzerindeki deride ve bacaklarda ortaya çıkar. Özellikle kullanılan elin ulaşabildiği deri alanlarında, akşamları artan kaşıntı ile kendini gösterir. Hastalık bazen makat bölgesini de tutabilir ve şiddetli dayanılmaz kaşıntıya yol açabilir.
Egzama nasıl tedavi edilir?
Akut egzama tedavisi, medikal olarak mümkündür. Haricen kullanılabilecek kremler ya da oral yöntemle alınabilecek kapsüller akut egzamanın tedavisinde kullanılır.
Kronik egzamaların ise tetikleyici etkenleri bastırılarak dönemsel iyileşmeler sağlanabilir. Kronik egzama hastaları, egzamayı tetikleyici faktörlerden olan stres ve uykusuzluktan uzak durmalıdırlar. Kimyasal hiçbir maddenin cilde temas etmemesi gerekmektedir. Özellikle deterjan, sabun ve parfümler egzamalı bölgenin zarar görmesine sebep olacaktır. Asit özelliği fazla olan sebze ve meyvelerin (özellikle limon ve domates) egzamalı bölgeye temas etmemesi de önemlidir. Egzama belirtileri görüldüğü takdirde tedavi sürecini başlatmak üzere bir uzman dermatologa başvurulmalıdır.
Egzama'nın tedavisi ile ilgili diğer bilgiler
Egzama tehlikeli sayılabilecek ağır bir hastalık değildir; ama rahatsızlık verebilir. Egzamalıların rahat etmek için almaları gereken önlemlerin başında yarayı kaşımamak gelir. Egzamalı bebeklerin ellerine pamuklu kumaşlardan dikilmiş parmaksız eldivenler geçirilerek egzamalı yerlerini kaşımaları önlenebilir. Egzamalı kişilerin uçuk hastalığı olanlardan özellikle uzak durmaları gerekir. Egzamalı deri, uçuk virüsü olan herpes simplekse karşı dirençsizdir; virüs alınırsa enfeksiyon yayılabilir. Egzamalıların çiçek aşısı da olmamaları gerekir. Normal insanlara hiçbir zarar vermeyen bu aşı, egzamalı bir çocukta, ölümcül olabilen ateşli bir hastalık yapabilir.
Egzamalı ya da egzama geçirmiş insanların derileri çok hassastır. Bu nedenle tahriş edici maddelerden sakınmalıdırlar. Bu tür maddelerle çalışmak zorunda kalanlar lastik eldiven ve yüz maskesi gibi basit önlemlerle korunmalı; genç insanlar meslek seçerken yağlar, boya maddeleri ve şampuan gibi malzemelerle çalışmak zorunda kalacakları meslekleri seçmemelidirler. Egzamanın nedeni olan alerji yapıcı madde bulunabilirse, hastanın o madden korunması yeterlidir. Egzamalı bir bebeğe, inek sütü veriliyorsa, inek sütünü kesip ya anne sütü verilmeli ya da keçi sütü (inek sütüne göre daha az alerjiye yol açtığı saptanmıştır) ve özel süttozu gibi bir besinle beslenmelidir.
Nedeni bulunamayan çocuk egzamalarında ise çocuğun giysilerinde yünlü kumaş kullanmamak, derisi kurumaya yatkınsa çok sık yıkamaktan kaçınmak, enfeksiyonları önlemek için hem kendini hem de çevresinin temizliğine özen göstermek ve özel sabun kullanmak yararlı olur.
Egzama tedavisinde yararlanılabilecek birçok ilaç vardır. Çinko bileşimleri ve kortizonlu deri merhemleri egzamalı yerlere doktor önerisine göre sürülür; ancak bu merhemler deriyi tahriş edeceği için uzun süre kullanılmamalıdırlar. Ayrıca antihistaminik merhemlerle kaşıntıyı azaltmak, üreli merhemlerle derinin su içeriğini artırarak egzamanın deriyi kurutup çatlatmasını önlemek deriyi kurutup çatlatmasını önlemek, astım tedavisinde kullanılan "sodyumkromoglikat" adlı maddeyi içeren ilacın alınmasıyla alerjiyi önlemek olanaklıdır. Egzamalı insanların kaşınmamaları neredeyse olanaksız olduğundan, tırnaklarını kısa, temiz ve bakımlı tutmaları, zararı biraz da olsa azaltır. Egzama hastane tedavisi gerektirecek kadar ağır bir hastalık değildir ama evinde yeterli bakım göremeyecek hastaların hastaneye yatmaları yararlı olabilir.
Egzamalı çocukların yüzde 50'si altı yaşına gelmeden, yüzde 90'i ise ergenliğe ulaştıklarında egzamadan kurtulurlar. Ne var ki, öteki alerjik hastalıklar gibi egzama da, iyileşmesinden yıllar sonra hiç beklenmedik bir zamanda yineleyebilir. Duygusal sorunlar, sitres ve sıkıntı egzamanın yinelenmesine neden olabilir. Egzamalıların hastalıklarının fazla önemsenmesi, egzamalı çocuğun üstüne çok düşülmesi, stres yaratarak hastalığı büsbütün ağırlaştırabilmektedir. Günümüzde egzama tam olarak tedavi edilmemekle birlikte, rahatlatılabilmekte ve denetim altına alınabilmektedir. En iyisi, fazla önemsemeyerek, hastalığın getirebileceği duygusal sıkıntılardan korunmaktır.
Atopik deri ve mukozaların çevresel maddelere karşı ailesel aşırı duyarlılıkları ile birlikte artmış IgE üretimidir. Atopik hastalıkların ortak özelliği ailesel oluşlarıdır. IgE üretim artışı diğer ortak özelliklerinden biri olup, Atopik dermatit tablosu deri bulgularının ön planda olduğu tipidir.
Hastalar çoğu kez ailede alerjik astım, saman nezlesi gibi diğer atopik hastalıklardan da söz ederler.
Atopik egzamanın klinik bulguları hastanın yaşam boyunca herhangi bir zamanda alevlenme göstermekle birlikte genellikle ilk bulgular bebelik çağında ortaya çıkar.
Kuru deri yüzde solukluk, avuç içi, ayak tabanındaki çizgilerin çok yoğun oluşu, göz altı morluğu ve çizgilenmeleri, düşük saç çizgisi, parlak tırnaklar dudak kenarında çatlaklar, boyunda katlantılar, deri renk değişiklikleri, tekrar eden kaşıntılar tabloya eşlik eder. Çeşitli deri bulgularının birkaçının bir arada bulunması atopik ekzama düşündürmelidir.
Klinik tablo bahar aylarında çayır ve ağaç polenleri nedeniyle alevlenme göstermektedir.
Tedavide deri nemlendiricileri antihistanimikler, lokal kortizonlu kremler, nemlendirici banyolar sık kullanılır.
Fototerapi ve Balneofototerapiler son yıllarda tedavide sıklıklar kullanılmaya başlanmıştır.
Tedavinin ilk prensibi; üzülmemek ve egzamalı yerleri kaşımamaktır. Ayrıca, su ve sabunlu sudan olduğu kadar uzak kalmak da gerekir. Su yerine permanganatlı su ve rivanollu su kullanılır. Perhiz yapılır. Acılı, baharatlı ve yağlı yenmez.