Necmettin Erbakan Hayatını Kaybetti!
Mesele takdir etmek ya da nefret etmek değil. Kendi görüşleri doğrultusunda ülkesi için en iyisini yapmaya çalışan birisi aramızdan ayrıldı. Bildiğim kadarıyla, oldukça başarılı bir eğitim hayatı ve ardından da kendi döneminde ülkemizin yetiştirdiği en kaliteli mühendislerden biri olmuştur. Hatta, İTÜ'de hakkında birçok efsaneler dilden dile anlatılıp durur :) Yakın tarihimizde çok önemli ve kilit bir isim olan Erbakan'ın yanı sıra öğrencileri de Türk siyasetinde kilit noktaklarda bulundular, bulunuyorlar. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi...
Necmettin Erbakan'ın Özgeçmişi
Necmettin Erbakan, 29 Ekim 1926'da Sinop'ta doğdu. İlkokula Kayseri Cumhuriyet İlkokulunda başlayan Erbakan, babasının Trabzon'a tayin olması nedeniyle ilköğrenimini burada tamamladı. Ortaöğrenimini İstanbul Erkek Lisesi'nde bitirdi.
1948 yılı yaz döneminde İTÜ Makine Fakültesi'nden mezun olan Erbakan aynı yılın 1 Temmuz'unda Makine Fakültesi Motorlar Kürsü'nde asistan olarak göreve başladı.
1948-1951 yılları arasındaki bu 3 yıllık asistanlık döneminde o zaman doktora tezine tekabül eden yeterlilik tezini hazırladı. Sınıflarda ders vermek doçent ve profesörlerin yetkisinde olmasına rağmen kendisi asistan olduğu halde ders vermesine izin verilmiştir. Yeterlilik tezindeki başarısından dolayı üniversite tarafından 1951 yılında Aachen Teknik Üniversitesi'nde ilmi araştırmalar yapmak, bilgi ve görgüsünü artırmak üzere Almanya'ya gönderilen Erbakan, Alman ordusu için araştırma yapan DVL araştırma merkezinde Profesör Schimit ile birlikte çok başarılı çalışmalar yaptı.
Aachen Teknik Üniversitesi'nde çalıştığı 1.5 yıl süre içerisinde, bir tanesi doktora tezi olmak üzere 3 tez hazırlayan Erbakan, Alman üniversitelerinde geçerli olan "doktor" unvanını aldı.
Alman Ekonomi Bakanlığı için motorların daha az yakıt yakmaları konusunda araştırmalar yaparak rapor veren ve bu arada da doçentlik tezini hazırlayan ERBAKAN'ın "Dizel motorlarda püskürtülen yakıtın nasıl tutuştuğunu" matematiksel olarak izah eden bu tez, Alman ilim çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.
Tezin mecmualarda neşredilmesi üzerine o tarihte Almanya'nın en büyük motor fabrikası olan DEUTZ motor fabrikalarının umum müdürü Prof. Dr. FLATS tarafından Leopar tanklarının motorları ile ilgili araştırmalar yapmak üzere bu fabrikaya davet edildi.
Alman Ekonomik Bakanlığı'nın RUHR sahasındaki fabrikalar üzerinde araştırma yapmak için görevlendirilen heyette kendisinin de yer almasının istenmesi üzerine 15 gün RUHR sahasındaki bütün Ağır Sanayi fabrikalarını gezip inceleme fırsatı buldu.
II. Dünya Harbi'nden sonra Alman üniversitelerinde ilk Türk ilim adamı olan ERBAKAN, 1953 yılında doçentlik imtihanını vermek üzere İstanbul'a döndü. İmtihan sonucunda 27 yaşında Türkiye'nin en genç doçenti olma başarısını gösteren Necmettin ERBAKAN, araştırmalar yapmak üzere tekrar Almanya'nın DEUTZ fabrikalarına gitti. Burada 6 ay süreyle motor araştırmaları başmühendisi olarak, Alman ordusu için yapılan araştırma çalışmalarına katıldı.
1953'ün Kasım ayında İstanbul Teknik Üniversitesi'ne dönen Erbakan, Mayıs 1954 - Ekim 1955 yılları arasında askerlik görevini ifa etti. İstanbul Kağıthane'deki 6 aylık yedek subay öğreniminden sonra Halıcıoğlu'ndaki istihkam bakım bölüğünde 6 ay asteğmen, 6 ay da teğmen olarak makinelerin bakım ve tamiratları kısmında görev yaptı.
Askerlik görevinden sonra tekrar üniversiteye dönen Necmettin Erbakan 1956 yılında Türkiye'de ilk yerli motoru imal edecek olan, 200 ortaklı Gümüş Motor A.Ş.'yi kurdu. ERBAKAN da böyle bir fabrika kurma fikri Almanya'da çalışmaları esnasında, Türkiye Zirai Donatım Kurumu'nun sipariş verdiği motorları görünce iyice uyanmıştı.
Yurda dönünce bu çalışmayı başlattı. Ve bugün Pancar Motor adı altında çalışan fabrikanın temelini 1 Temmuz 1956'da attı. Gümüş Motor fabrikasında seri imalat 1 Mart 1960 tarihinde başlamıştır. 1960 yılında Ankara'da yapılan Sanayi Kongresi'nde Gümüş Motor'un yaptığı imalatları sunan Erbakan "Yeni hedef otomobillerin Türkiye'de yapılmasıdır" fikrini ortaya atmış, o zaman yönetimde olan askerler tarafından revac bulan bu fikir üzerine Eskişehir Demiryolları CER atölyesinde "Devrim Otomobili" adıyla ilk yerli otomobil Erbakan ve arkadaşları tarafından imal edilmiştir. Askeri yönetim Gümüş Motor fabrikasını gezmiş, büyük ilgi ve heyecan duymuşlar, bunun üzerine 200'e yakın General ve üst rütbeli subaya Erbakan tarafından bir Sanayi Konferansı verilmiştir.
1965 yılında profesör olan Erbakan, Şubat 1966'da Odalar Birliği Sanayi Dairesi Başkanlığına getirildi. Daha sonra Genel Sekreter olan Erbakan, 1968 Mayıs'ında Odalar Birliği İdare Heyeti Üyesi, Mayıs 1969'da da Odalar Birliği Başkanı oldu.
1969 seçimlerinde Konya'dan bağımsız olarak adaylığını koydu ve seçilerek TBMM'ye girdi. Necmettin Erbakan, 24 Ocak 1970'de Milli Nizam Partisi'ni (MNP) kurdu. Parti, Nisan 1971'de kapatıldı. 11 Ekim 1972'de kurulan Milli Selamet Partisi (MSP) ise Erbakan başkanlığında girdiği 1973 seçimlerinde 51 parlamenterle TBMM'ye girdi. MSP-CHP koalisyonunda Başbakan Yardımcısı olarak görev yapan Erbakan, bu hükümetin 1974 yılı başında bozulmasının ardından kurulan dörtlü koalisyonda da yine Başbakan Yardımcılığı ve Ekonomik Kurul Başkanlığı görevlerini üstlendi.
5 Haziran 1977 seçimlerinden sonra oluşturulan 3'lü koalisyonda da bu görevini sürdüren Erbakan ve liderliğini yaptığı MSP, böylece toplam 4 yıl süreyle hükümet ortağı oldu. 1978 yılı başından 12 Eylül 1980'e kadar muhalefette kalan MSP'nin Genel Başkanlığını yürüten Erbakan, Eylül 1987'deki referandumla yeniden siyasi haklarını elde etti.
Erbakan, 19 Temmuz 1983 tarihinde kurulan Refah Partisi'nin 11 Ekim 1987 tarihinde yapılan kongresinde oybirliğiyle Genel Başkanlığa seçildi. 20 Ekim 1991 seçimlerinde Konya'dan Milletvekili seçilen Necmettin Erbakan, 24 Aralık 1995 genel seçimlerinde de tekrar Konya'dan milletvekili seçilerek TBMM'ye girdi. Erbakan, 28 Haziran 1996'da Başbakan olarak RP-DYP koalisyon hükümetini kurdu. 21 Mayıs 1997'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, RP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu ve parti Ocak 1998'de kapatıldı.
Yüksek Mahkemenin RP'nin kapatılmasına ilişkin kararı ile birlikte Erbakan'a 5 yıl süreyle siyasi yasak getirildi. 5 yıllık siyasi yasağı Şubat 2003'te sona eren Erbakan, 11 Mayıs 2003'te Saadet Partisi 1. Olağan Büyük Kongresi'nde Genel Başkanlığa seçildi. Erbakan, kamuoyunda 'Kayıp Trilyon' davası olarak bilinen davada, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 6 Mart 2002'de 'özel evrakta sahtecilik' suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum oldu. Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Erbakan'ın cezasını onadı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 'Kayıp Trilyon Davası'nda mahkum olan ve mahkumiyet kararları kesinleşen Erbakan dahil 6 kişinin parti üyeliğinden çıkarılması ve partideki organlardaki görevlerine son verilmesini isteyince Erbakan, 30 Ocak 2004'te Saadet Partisi Genel Başkanlığından ve parti üyeliğinden ayrıldı.
Ankara Numune Hastanesinden aldığı sağlık raporu doğrultusunda infazı ertelen Erbakan'ın 'Kayıp Trilyon' davasında aldığı hapis cezası TCK'da yapılan değişiklik uyarınca ev hapsine çevrildi. Erbakan ev hapsini çekerken Adli Tıp Kurumunun 'sürekli hastalık' raporu doğrultusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 19 Ağustos 2008'de affedildi.