Ünlü Kahin Baba Vanga'nın Kehanetleri
1967 yılından ölümüne kadar resmi bir devlet memuru olarak kehanetlerde bulunan Vanga'nın, kehanetlerinin % 80'inin doğru çıktığı saptanmıştır. Bu kehanetlerini nasıl gerçekleştirdiğine yönelik çalışmalar da yıllardır devam etmektedir. Kehanette bulunurken etrafında oluşan enerji alanları, kehanetlerle öteki duyular dışı idrak yetenekleri arasındaki ilişki, beyninin diğer insanlardan farklı çalışıp çalışmadığı ve psikolojik durumu sürekli inceleme altındadır.
Baba Vanga'nın Çocukluk Dönemi
Dönemin, Osmanlı İmparatorluğu altında olan Bulgaristan'da (şimdiki konumu ile Makedonya Cumhuriyeti) 30 ocak 1911 de doğdu. Sağlık komplikasyonlar muzdarip olarak bir prematüre bebek olarak dünyaya geldi. Bu yüzden hayatta kalıp kalmayacağı belli olana kadar, yerel geleneklere göre kendisine isim verilmemiştir. Daha sonra hayata tutunduktan sonra iyi haber getiren anlamında Vangelia adı koyulur.
Vanga'nın çocukluğu yoksulluk ve imkansızlık içinde geçmiştir. Kardeşinin bakımı ve ev işleri işe uğraşan Vanga'nın, o zamanlar en sevdiği oyun, başka bir odaya bir cisim yerleştirerek, sonra da onu bulmaya çalışmaktır. Gözlerini kapatıp kör taklidi yaparak, cisme ulaşmaya çalışan küçük Vangelina, bu oyunuyla ailesinde endişeye yol açar.
Fırtına Sonrası Gözlerini Kaybetti
Hayatındaki dönüm noktası, bir kasırga (bu iddia o zaman meteorolojik kayıtların ya da diğer hesapları ile doğrulanmadı) oldu ve Vanga'yı 2 km uzağa attı. Vanga bulunduğunda gözleri kum ve toz ile kaplıydı, bu yüzden şiddetli ağrıları nedeniyle gözleri açılamadı. Hiçbir iyileştirme çabası sonuç vermedi. Az bir para ile sadece kısmi bir operasyon yapıldı, bu yüzden tekrar görebilmesi mümkün olmadı.
Talihsiz kazadan sonra, Vanga'da gözle görünür değişmeler gözleniyor, garip şekilde düşünceli bir hale bürünüyor, kendi içine dalıyor, etrafına görmeyen gözleriyle bakıyordu.
Plörezi'ye Yakalandı Fakat Ölmedi
1925 yılında Vanga, Zemun kentinde körler okuluna götürüldü ve orada üç yıl geçirdi. Ailesi maddi olarak çok zayıftı ve bütün gün çalışmak zorunda kaldı. Vanga önceki yıllarda oldukça sağlıklıydı, ancak 1939 yılında Plörezi'ye (akciğer rahatsızlığı) yakalandı. Doktorun görüşüne göre yakında ölecekti. Doktorun onu çok genç yaşta ölmesi ile ilgili yanlış görüşlerine rağmen, gerçekten hızlı ve kabul edilebilir derecede iyileşti.
Kahinliğe Giden Yol
II. Dünya Savaşı'nın başında, 1941 yılında, Vanga'nın paranormal yetenekleri iyice ortaya çıkar. Bundan sonra Vanga, insanlara her türlü sorunlarıyla ilgili bilgi vermeye başlamıştır. Kaybolan bir eşya veya evcil bir hayvanın yerini söylemekte, hastalıklarla ilgili şifalı otları tavsiye etmekte, insanlara savaşın o zor günlerinde ihtiyaç duydukları optimizmi ve inancı aşılamakta, en önemlisiyse evine gelen kimseyi geri çevirmemektedir..
Vanga'nın kahinliği, 1967'de devlet tarafından meşrulaştırılır ve kendisi belediye hizmetine alınır. Kalabalıkla başa çıkması ve de rahatsız edilmemesi için özel görevliler tayin edilir. Belediye tarafından her gün görüşmek isteyene sıra verilir.
Vanga, geleceği görüyor fakat kaderi değiştiremiyor, dokunduğu herhangi bir nesneyi bütün ayrıntılarıyla tarif edebiliyor, bastığı toprakta yıllar önce ne olaylar geçtiğini bilebiliyordu.
II.Dünya Savaşı / 1945
"Büyük Rusya'ya karşı çıkan o devlet, savaşı kaybedecektir.."
(Fenomen adlı belgesel filmden)
Kehanetleri Tüm Dünyanın İlgisini Çekiyor
1941-1996 yılları arasında, ünlü kahini ziyarete gelenlerin sayısı ile ilgili olarak birbirinden oldukça farklı bilgiler bulunur. Bu konudaki tahmini rakamlar, kesin olmamakla beraber 300 bin ile 1 milyon arasındadır!
Baba Vanga, Bulgaristan'da 1989 yılında devrilen eski komünist diktatör Todor Jivkov dahil çok sayıda devlet adamını kehanetleri ile etkiledi. Baba Vanga, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi lideri Adolf Hitler tarafından bizzat ziyaret edilen, Rus gizli servisi KGB'nin bile tavsiyeler aldı.
Sovyetlerin Prag'ı İşgali / 1968
"Prag'ı hatırlayın! Prag'ı hatırlayın!.. Şehrin üzerinde büyük güçler dolanıyor ve savaş.., savaş diye çığlık atıyorlar... Prag, içinde balık tutacakları bir akvaryuma dönüşecek.."
(Bu, 1968 yılının başında, transa girerken yaptığı kehanettir. Ağustos 1968'de, Rus tankları Prag'a girmişti..)
Indira Gandhi'nin Vefatı / 1984
"Yakın zamanda hükümetin başına geçecek. Ama orada uzun süre kalamayacak, çünkü ölümü buna engel olacak.. Onu ölüme götüren elbisesi olacak. Duman ve ateşin arasında, sarılı turunculu elbise görüyorum!" (Temmuz 1969)
(31 Ekim 1984 günü, bir İngiliz televizyon kanalı için, ünlü Yazar Peter Ustinov ile röportaj çekimi için hazırlanan Gandhi, o gün estetik kaygılarla, kurşungeçirmez yeleği giymekten vazgeçer.. Ekranda daha iyi görüneceğini düşündüğü, safran rengi bir elbise seçer. Başbakanlık konutunu,ofisine bağlayan yolda, iki koruması tarafından ateş edilerek öldürülür.. Kahin, suikast şeklini, (duman ve ateş-ateşli silah) ve de giydiği elbise rengini (safran-sarı,turuncu) tahmin etmekle kalmamış, elbisenin ölümüne neden olacağını da bilmişti.. Zira İndira Gandhi, bugün müzede sergilenen bu elbiseden dolayı kurşun geçirmez yelek giymekten vazgeçmişti!..)
Kursk Denizaltısı / 2000
" Kursk sulara gömülecek ve tüm dünya onun için ağlayacak.."
(1980 yılında, Vanga'nın devlet televizyonuna yaptığı bu kehanetin anlamını, Vanga'nın kehanetleriyle çok ilgilenen Ruslar çözemediler. Ta ki 20 yıl sonra, 2000 yılında, Kursk'ta bir Rus denizaltısının batması sonucu, 118 denizcinin okyanus tabanında araçları içinde mahsur kalmasına ve trajik bir şekilde havasızlıktan boğulmalarına kadar..)
11 Eylül Olayları / 2001
"Korku.. Korku!.. İki Amerikan kardeş, çelik kuşlar tarafından düşürülecek! Kurtlar, çalılarda ulur ve suçsuzların kanları deve gibi akar.."
(Rus Komsomolskaya Pravda Gazetesi)
Obama'nın Başkanlığı
"Bir gün Amerika'da beyaz ev siyah olacak, okyanusun ötesindeki siyah insanlar da beyaz.."
(Gazeteci Svetlu Dukadinov"ın beyanına göre Vanga'nın bu kehaneti 1992 yılında yapıldı.. -Bulgar Wikend gazetesi )
Vanga'nın gelecekle alakalı olan kehanetlerine geçmeden önce belirtmek istediğim bir şey var. Yukarıda okuduğunuz kehanetlerin tümü, bire bir olarak Vanga tarafından açıklanmış ve bazısı gazetedeki röportajlarında bazıları ise onu tanıtmak için çekilen belgesellerde geçmektedir. Fakat şu an birçok yerde Vanga'ya ait olmayan, uydurma kehanetler dolanıyor. Yukarıdaki kehanetlere dikkat ederseniz hiçbirinde spesifik bir tarih verilmemiştir. Şimdi de, Vanga'nın gelecekte olmasını beklediği kehanetlerine geçelim..
Suriye
"O zamana kadar insanlık, korkunç felaketler yaşayacak, çok büyük olaylar olacak.. İnsanların bilinci de değişme aşamasında olacak. Güç zamanlar gelecek ve insanlar, aralarında dini gruplara bölünecekler. En son, dünyaya en eski öğreti gelecek.. Bu yakında mı olacak diye soruyorlar. Hayır; yakın zamanda değil. Henüz Suriye işgal edilmedi!.."
(1980, Krasimira Stoyanova- Vanga kitabından)
İsrail
"Şu an, İsrail yerle bir edilmeyecektir!.. "
(168 Saat gazetesi, 10.04.1995)
Dünya Devi
"Çin, yeni dünya gücü olacak. Sömürenler, sömürge haline gelecek."
Kıyamet
"İncil'de yazılmış olanlar gerçek olacak! Kıyamet olacak!.. Siz değil, ama sizin çocuklarınız onu yaşayacaktır..."
Ünlü Kahinin Ölümü
Vanga meme kanserinden 11 Ağustos 1996 tarihinde öldü. Cenazesine birçok devlet adamı dahil olmak üzere büyük kalabalıklar katıldı.
Bazı iddialara göre Vanga, ölüm tarihini, Nostradamus gibi biliyordu.. Ölümü, kendi sözleriyle şöyle tanımlıyordu: "Ölümden sonra insanın vücudu çürür. Geriye bir parçası kalır, o çürümez.. Bu ruh veya adını bilmediğim bir şeydir. İnsandan geriye bu kalır. Çürümez, gelişmeye devam eder.. Daha üst mevkilere ulaşır. Bu, ruhun sonsuzluğudur.." Son sözleriyse: "Birbirinizden nefret etmeyin, birbirinizi sevin.." olmuştur.
Ünlü Kahin Baba Vanga'nın İlginç Hayat Hikayesi ve Kehanetleri
"Gece siz uyurken.. Sessizlikte.. Ben göksel sesleri dinliyorum.. Göğün çanlarının saat başı çaldığını ve tüm canlıların bu ritme cevap verdiğini duyuyorum.. Çiçek ne zaman açacağını, horoz ne zaman öteceğini bilir.. Eğer, her gördüğümü anlatabilseydim...Evrenin bildiğim, fakat söyleyemediğim sırları.. Bir barajı dolduracak kadar birikti.. Duvarın yıkılmasına az kaldı... Fakat o zaman, Tanrı yardımcımız olsun!.."